TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

ÇOKULUSLU SİGARA ŞİRKETLERİNİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KANUNLARINA UYMAYA ve DÜRÜST OLMAYA DAVET EDİYORUZ!

BASIN AÇIKLAMASI
(11 Eylül 2007)

“ÇOKULUSLU SİGARA ŞİRKETLERİNİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KANUNLARINA UYMAYA ve
DÜRÜST OLMAYA DAVET EDİYORUZ!”

 

23 Mayıs 2007 tarihinde yaptığımız “Çokuluslu Sigara Şirketlerinin Kanuna Aykırı ve Etik Olmayan Satış ve Organizasyonları Önlenmelidir” başlıklı basın açıklamamızın son bölümünde, “...Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) üyesi de olan Derneğimiz, bundan böyle, üyelerinin yanı sıra duyarlı vatandaşlarımızla birlikte çokuluslu sigara şirketlerinin üretimden tüketime, reklâmdan sponsorluğa kadar her türlü kanuna aykırı ve etik olmayan faaliyetlerini takip etmeyi ve ilgili mercilere bildirmeyi birincil görevleri arasında sayacaktır...” demiştik. Tütün ve tütün mamulleri piyasasının düzenlenmesinden, işleyişinden ve her türlü denetiminden sorumlu tüm kişi, kurum ve kuruluşları da göreve davet etmiştik. Aradan geçen yaklaşık 4 aylık sürede, söz konusu firmaların kanunları, kuralları ve kurumları yok sayarak yasadışı reklam ve promosyon çalışmalarını özellikle artırdıkları tarafımızdan gözlemlenmiştir.

Örneğin, Bursa Uludağ Üniversitesi tarafından 13–15 Mayıs 2007 tarihleri arasında düzenlenen “2007 Bahar Şenliği” şenlik alanında, 27 Mayıs 2007 tarihinde Manisa’nın Akhisar İlçesi Belediye Parkında 548 incisi düzenlenen Çağlak Festivali’nde, 29 Haziran 2007 tarihinde Edirne-Kırkpınar Şenliklerinde, 24–26 Ağustos 2007 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Formula 1 Yarışlarında ve İzmir’de 76 ncısı düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’nda çokuluslu sigara şirketleri adına stantlar açıldığı, bu stantlarda satış ve reklâm yapıldığı tespit edilmiştir. Bu tespitler, ilgili kurum ve kuruluşlara belgeleriyle bildirilmiştir. Söz konusu stantlarda çokuluslu sigara şirketlerin ürünlerinin satışı ve reklâmı, Türkiye’de birden fazla kanunu hiçe saymak anlamına gelmektedir. Bünyelerinde yüzlerce hukukçu çalıştıran bu şirketlerin yürürlükteki mevzuatı bilmemelerine ihtimal yoktur.

İlgili ve mer’i mevzuatı çokuluslu sigara şirketlerine ve uygulamakla görevli kişi ve kuruluşlara hatırlatacak olursak:

1996’dan beri yürürlükte olan 4207 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun”un 3 üncü maddesi hükmü “Tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alametler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklâm ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır.”şekliyle gayet sarihtir.

TAPDK’nın 4733 sayılı Kanun’a dayalı olarak çıkarmış olduğu “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmeliği”nin 12 inci maddesi, “Tütün Mamullerinin Nihai Satış Noktalarında Sergilenmesine ve Satış Yerlerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliği”nin 1, 2 ve 3 üncü maddeleri, “Tütün Mamulleriyle İlgili Olarak Basın Yayın Organlarında Fiyat Duyurusu Mahiyetinde İlan Yayımlanamayacağına İlişkin 1330 sayılı Kararı” ile 16/8/2006 tarihli 26261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Fuar, Festival, Şenlik, Konser ve Sergi Etkinlikleri Süresiyle Sınırlı Olarak Geçici Tütün Mamulleri Satış Belgelerinin Düzenlenmeyeceğine İlişkin 2911 Nolu Karar’ı” bu konuda düzenleyici mevzuattır. Özellikle 2911 Nolu Karar’ın “Son aylarda fuar, festival, şenlik, konser ve sergi gibi etkinlikler çerçevesinde, bu etkinliklerin yapıldığı alanlarda ve etkinlik süresince geçici olarak kiralanan mahallerde perakende tütün mamulleri satışı yapmak üzere satış belgesi taleplerinde gözlemlenen artış üzerine yapılan değerlendirmeler sonucunda; geçici belge verilmesinin ülkemizin de taraf olduğu 25/12/2004 tarihli, 25681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesindeki “tütün mamullerine erişimin kolaylaştırılmaması” ilkesiyle bağdaşmadığı tespitiyle, söz konusu geçici satış belgesi başvurularının ilgili mevzuat uyarınca kabul edilmemesine, Karar verilmiştir.” şeklindeki hükmü oldukça açıktır. Sadece 2911 Nolu Karar dahi, herhangi bir şirkete, fuar, festival, şenlik, konser ve sergi gibi etkinlikler çerçevesinde, bu etkinliklerin yapıldığı alanlarda ve etkinlik süresince geçici olarak kiralanan mahallerde perakende tütün mamulleri satışı yapmak üzere geçici satış belgesi verilmeyeceğini veya verilmediğini açıkça ifade etmektedir. Kaldı ki, TAPDK’nın 2911 Nolu Karar’ı, milletlerarası sözleşme niteliğinde olan “Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi”ne dayandırılmıştır. Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesinin (TKÇS), 13. maddesi “Tütün reklâmı, promosyonu ve sponsorluğu” başlığı altında belirleme ve düzenlemeler öngörmektedir.

Bütün bunların yanı sıra, 7/10/2006 tarihli ve 26312 sayılı Resmi Gazete’de 2006/29 sayılı Başbakanlık Genelge’si eki olarak yayımlanan “Ulusal Tütün Kontrol Programı” (UTKP) mevcuttur. UTKP’de hedef ve stratejiler ile bunların yerine getirilmesinden sorumlu kamu kurum ve kuruluşları tek tek belirlenmiş, uygulamada ve görevlerin yerine getirilmesi konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca gereken dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi bilhassa istenmiştir. UTKP’nin “A.5. Reklâm, Promosyon ve Sponsorluk” başlıklı bölümünde, “Reklam ve promosyon: Bir tütün mamulünü veya tütün kullanımını özendirmeyi doğrudan veya dolaylı yoldan sağlamak amacıyla yapılan her türlü iletişim, tavsiye veya eylem.”; “Sponsorluk: Bir tütün mamulünü veya tütün kullanımının doğrudan veya dolaylı yoldan tanıtımı, amacı, etkisi veya benzer etkisi olan her türlü olay, faaliyet ya da bireye katkıda bulunma.” olarak tanımlanmıştır. Program’da “Tütün mamulleri ile ilgili her türlü reklam, promosyon ve sponsorluk faaliyetlerinin önlenmesi.” amaç; “2007 yılına kadar sigara ve diğer tütün mamullerinin marka ve firma reklamına aracı olacak her türlü reklam, sponsorluk ve promosyon ihlallerini sıfıra indirmek; idari ve adli yaptırımları etkili, adil ve caydırıcı hale getirmek.” ise hedef olarak ifade edilmiştir. Söz konusu bölümün “Stratejiler” alt başlığında “Yurt içi ve yurt dışı kaynaklı reklâm ihlallerini izleyecek ve gerekli ihbarları daha yaygın ve hızlı yapacak mekanizmaların oluşturulması.” şeklinde ifade edilen 1 Nolu Strateji için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklâm Kurulu ilgili kuruluş olarak tespit edilmiştir. Diğer stratejilerle ilgili kuruluşlar olarak Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TAPDK ve RTÜK sayılmıştır.

Ayrıca, 4822 Sayılı Kanun ile Değişik 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un “Ticari Reklâm ve İlanlar” başlıklı 16 ncı maddesi, “Ticari reklâm ve ilânların kanunlara, Reklâm Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır. Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklâm ve ilânlar ve örtülü reklâm yapılamaz. Aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik rakip mal ve hizmetlerin karşılaştırmalı reklâmları yapılabilir. Reklâm veren, ticari reklâm veya ilânda yer alan somut iddiaları ispatla yükümlüdür. Reklâm verenler, reklâmcılar ve mecra kuruluşları bu madde hükümlerine uymakla yükümlüdürler.” şeklinde düzenlenmiştir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklâm Kurulu, 4207 sayılı Kanun, TAPDK mevzuatı ve kendi mevzuatı kapsamında değerlendirmek suretiyle, aykırı davranan bazı basın yayın organlarına ve sigara üreticisi firmalara idari para ve durdurma cezaları vermektedir. Reklâm Kurulu, çokuluslu sigara şirketlerinin kanunlara aykırılıklarını cezalandıran en etkin kuruluş olarak görünmektedir. Cezalandırma hususunda, tütün mamulleri piyasasını düzenlemek ve denetlemekle görevli TAPDK ile diğer ilgili kurum ve kuruluşların etkili olmadıkları bilinmektedir.

Türkiye’de üretim yapan çokuluslu sigara şirketleri, kamuoyuna şirin görünmek ve tütün mamullerinin topluma verdiği zararlarla ilgili gerçekleri kısmen de olsa izole etmek amacıyla, kültürel, sportif, sanatsal bazı etkinliklere “sosyal sorumluluk projeleri” adı altında sponsorluk da yapmaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sigara şirketlerinin desteği ile yapılan hiç bir sosyal projeyi etik kabul etmemekte ve bu projeleri, “topluma ölüm için verilmiş sus payı” olarak değerlendirmektedir.

Türkiye’de yatırım ve üretim faaliyetlerine 1992 yılından itibaren başlayan çokuluslu sigara şirketlerinin bugün sayıları 6’ya çıkmış bulunmaktadır. Ne yazık ki, tüketim yönünden dünyanın 7 nci büyük pazarında (yaklaşık 110 milyar adet) piyasanın yüzde 70’ini de ele geçirmiş durumdadırlar. Türkiye’de yatırım yapan çokuluslu sigara şirketlerin yurtiçinde gerçekleşen üretimden net satışlarının bir yıllık tutarı, bugüne kadar yaptıkları toplam yatırım masrafını bir yılda rahatlıkla çıkarmaktadır. Türkiye’de en az 20 milyon tütün mamulleri tüketicisi vardır. Nüfusun yarısından fazlası 18 yaşın altında olup sigaraya başlama yaşı 9-10’lara kadar düşmüştür. Çokuluslu sigara şirketlerinin Türkiye’ye olan ilgisi öncelikle bu yüzdendir. Bu şirketlerin Türkiye’yi tercih etmelerinin diğer bir nedeni fütursuz davranışlarından da anlaşılacağı üzere, kanunları ve kuralları rahatlıkla çiğneyebilme özgürlüğüne sahip olmaları ve karşılığında ciddi cezalar görmemeleri olsa gerektir. Bu konuda, bir kamu kuruluşu olan TEKEL’in pazar kaybetme pahasına da olsa yıllardır gösterdiği “dürüst üretici ve satıcı” titizliğini, çokuluslu sigara şirketlerinin -maalesef- gösteremediğini müşahede etmekteyiz. Tütün mamulleri piyasasında TEKEL’in varlığını sürdürmesi, tütün üreticisinden tütün mamulleri tüketicisine, ülke ekonomisinden toplum sağlığına kadar önem taşımaktadır. 17 milyar YTL’lik tütün mamulleri satış pazarına sahip Türkiye’de tütün mamulleri tüketimine bağlı ölümlerin sayısı yılda 100.000’i bulmaktadır. Bu bilanço ve şartlar, TEKEL’in özelleştirilmesi ile ilgili kararı gözden geçirmeyi gerekli kılmaktadır.

Varlık sebebi tütün olan ve her türlü platformda tütün üreticisinin ve sektör çalışanlarının hak ve menfaatlerini savunan Derneğimiz, kanunlar çerçevesinde olmak üzere tütünün üretilmesine ve kurallar içinde satışına ve tüketilmesine karşı değildir. Ancak, Tütün eksperleri, satışları Avrupa ve Amerika’da azalan çokuluslu sigara şirketlerinin, kendi ülkelerinde kaybettikleri pazar paylarını gençlerimizin ve çocuklarımızın ciğerlerini kullanarak telafi etmek istediklerinin farkındadır. Tütün eksperleri, tütün mamullerinin tüketiminden kaynaklanan büyük karların şirketlerin hesabına, hastalıklar ve ölümlerin ise zarar olarak Türk Milletinin hesabına yazıldığının da farkındadır.

Gelişmiş ülkelerde TKÇS’nin ilgili hükümlerine ve o ülkelerin ilgili kanunlarına harfiyen riayet eden çokuluslu sigara şirketlerini, Türkiye’de de ilgili kanunlara uymaya ve Türk insanına saygılı olmaya davet ediyoruz. Yukarıda saydığımız mevzuatı yürütmek ile görevli kamu kuruluşlarını ve yetkililerini de bir kez daha görevlerini yapmaya davet ediyoruz

Saygılarımızla.

TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU