BASIN AÇIKLAMASI
(01 EKİM 2007)
TEKEL’İN SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN
EKONOMİK YÖNDEN
ÜLKEYE ve MİLLETE FAYDASI OLMAYACAKTIR!
Kısa adıyla “TEKEL” olarak bildiğimiz Tütün, Tütün Mamulleri Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet tarihinin en eski ve köklü kuruluşlarından biri olup Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri bulunmaktadır.
TEKEL, 2007 yılında 145.658 üreticiden 34.155.000 kg (2006 yılı ürünü tütünü) 147.824.292 YTL bedel karşılığında satın almıştır. Bu haliyle mevcut üreticilerin yüzde 67’sinin tütün alımını yapan TEKEL, 2006 yılında 55.375. 388 dolar karşılığı 50.401.338 kg tütün ihraç etmiştir. 2007 yılı itibariyle 13.164 personeli bulunan ve en çok istihdam yaratan kamu kuruluşlarının başında gelen TEKEL’in 6 sigara fabrikası, 39 adet Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü; 1’i tütün işleme fabrikası olmak üzere 57 adet Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü bulunmaktadır.
TEKEL, 2005 ve 2006 yılları itibariyle 35-40 milyon kg tütün mamulü üretmiş ve satmıştır. Tütün mamulleri pazarında TEKEL’in pazar payı, 2001 yılında yüzde 68,8 iken aynı yıl özelleştirme kapsam ve programına alındıktan sonra düşmeye başlamış ve 2006 yılı sonu itibarıyla yüzde 37,5 civarına inmiştir.
TEKEL, uzun yıllar Türkiye’nin ilk 500 firması listesinde daima ön sıralarda (1993 yılından 1998’e kadar 3 üncü) yer almıştır. İSO’nun “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2006” isimli araştırmasında üretimden net satışlar sıralamasında yaklaşık 891 milyon YTL ile 34 üncü sıradadır. TEKEL Sigara Sanayi İşletmeleri ve Ticareti A.Ş. 2006 yılı Kurumlar Vergisi İstanbul sıralamasında 30 uncu, Türkiye sıralamasında ise 51 inci sırada yer almıştır.
- yılında 30 milyon Euroluk yatırım yapan 2007 yılında ise 88 milyon YTL yatırım yapmayı öngören TEKEL, son iki yılda yaptığı yatırımlar ve uyguladığı pazarlama yöntemleriyle 2005 yılında 260 trilyon lira zararda iken 2006 yılında 199 milyon YTL kar etmiş ve faaliyet karını ise 154 milyon YTL’ye yükseltmiştir.
TEKEL, 2001 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) 5/2/2001 tarihli ve 2001/06 sayılı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanunla da özelleştirilmesine imkân sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır. Kuruluşun blok halinde özelleştirilmesi için 2003 yılında yapılan ihalede, JTI’nın verdiği 1,150 milyon dolarlık fiyat yeterli bulunmamış; 2005 yılında “varlık satış” yönetimi ile yapılan ihalede ise herhangi bir teklif alınamamıştır. Son günlerde basın yayın organlarında çıkan haberlere göre, TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesi için teknik hazırlıkların tamamlandığı ve Ekim 2007’de ihalenin gerçekleştirilebileceği yetkililerce açıklanmıştır.
TEKEL ALKOL BİRİMİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ,
TEKEL Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi konusunu izah etmeden önce, TEKEL’in 2004 yılında özelleştirilen alkol biriminin özelleştirilmesinden ve sonuçlarından bahsetmek isabetli olacaktır. Bilindiği üzere, TEKEL’in alkol birimi 2 yılı ödemesiz 7 yıl vadeli 230 milyon dolarlık kredi kullanmak suretiyle 292 milyon dolara Nurol-Özaltın-Limak-Tütsab konsorsiyumu tarafından satın alınmıştı. 2006 yılında, bu ortak girişim grubu tarafından kurulan MEY İçki’nin yüzde 90’ı 810 milyon dolara özel yatırım şirketi Pacific Group’a peşin olarak satılmış, geçtiğimiz günlerde de Çanakkale, Ürgüp, Uçmakdere ve Hoşköy’deki 4 üretim tesisi arsalarıyla birlikte satışa çıkarılmıştı.Özelleştirme adı altında kamu
kaynaklarının değerinin altında fiyatlarla el değiştirmesine ve yurt dışına transfer edilmesine neden olan bu ballı ticaretin bir diğer sonucu da, söz konusu tesislerin bulunduğu bölgelerde geçmişte devletin teşvikiyle bağcılık yapan üreticilerin üzümünü satamama ve düşük fiyat sıkıntısı ile karşı karşıya kalmalarıdır. Resmi kaynaklar tarafından da ifade edilen bir diğer husus da, özelleştirme sonucu sektörde meydana gelen kayıt dışılık ve dolayısıyla devletin vergi kaybı meselesidir.
TEKEL’in alkol biriminin özelleştirilmesi sırasında ve sonrasında yaşananlar ibret alınması gereken ciddi bir vakıadır. Peşin olarak ifade ediyoruz ki, “TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinin ekonomik yönden ülkeye ve millete faydası olmayacaktır.” Bu hakikati bir kez daha ifade etmeyi varlık sebebi tütün olan sektör mensupları olarak gerekli görüyoruz.
TEKEL SİGARA FABRİKALARI NEDEN ÖZELLEŞTİRİLMEMELİDİR,
-Bilindiği gibi Dünya’da hemen hemen bütün ülkelerde sigara endüstrileri yasal veya yasal olmayan tekellerin elindedir. Bu durum, katma değeri ve kar marjı çok yüksek olan tütün ve sigara sektörünün önemli ve ayırt edici bir özelliğidir. Son yıllarda çokuluslu sigara şirketlerinin başta devlet tekelleri olmak üzere, küçük ölçekli bazı sigara şirketlerini de satın alarak tröstleştikleri görülmektedir. 1992 yılından bu yana Türkiye’de yatırım yapan çokuluslu sigara şirketlerin yurtiçinde gerçekleşen üretimden net satışlarının bir yıllık tutarının, bugüne kadar yaptıkları toplam yatırım masrafını birkaç yılda rahatlıkla çıkardığı ortadadır. Aslında, bu şirketlerin üretim kapasitelerini artırmalarına, yerli veya yabancı şirketlerin yeni sigara fabrikaları kurmalarına mevzuatta hiçbir engel yoktur. Böyle bir imkan varken; bu imkanı kullanmayan şirketlerin TEKEL’in sigara fabrikalarını ele geçirmekte ısrar ederek ulaşmak istedikleri esas amaç, devletin sigara üretiminden çekilmesini ve iç piyasaya blended sigaraların hakim olmasını sağlamak, ekici tütün piyasalarında ve ihracatta mutlak hakimiyeti ele geçirmektir.
-TEKEL’in sigara fabrikaları, kar eden devlete yük olmayan kuruluşlardır. Bu kuruluşların özelleştirilmesi, ekonomiye ayrıca bir katkı sağlamayacaktır. Özelleştirmeden doğacak en önemli mali sonuç, özelleştirilecek fabrikalarda üretilecek sigaraların satışından sağlanacak karın tamamının yurtiçinde kalması yerine, hisseleri oranındaki bölümünün çokuluslu ortaklar tarafından yurtdışına transfer edilecek olmasıdır. Devletin sigara fabrikalarından sağladığı karı, çokuluslu şirketlere terk etmesi ya da onlarla bölüşmesi için haklı sayılabilecek bir neden yoktur. Kaldı ki, TEKEL’in sigara ve yaprak tütün birimlerini özelleştirilmesi, tütün ve tütün mamulleri piyasasında doğrudan belirleyici olacağından, muhtemel özelleştirme sonucunda tütün üreticisinden tütün mamulleri tüketicisine kadar toplumun geniş bir kesiminin olumsuz olarak etkileneceği kesindir.
-TEKEL sigara fabrikalarının özelleştirilmesi sonunda bu fabrikaları ele geçirecek olan çokuluslu şirketler, ağırlıklı olarak Türk tütünü ile üretilen sigaraları değil, Amerikan blend olarak bilinen, Virginia ve Burley tütünlerine sos verilerek meydana getirilen harmanlardan hazırlanan sigaraların üretimine ağırlık verecekler ve bu sigaralar piyasaya hakim olacaktır. Sonuçta, blended (harmanlı) sigaralarda ancak yüzde 10-15 civarında kullanılan Türk tütünü üretimi minimum seviyelere düşecek ve 1 milyon tütün üreticisi aile ise üretimden alıkonulacaktır. Dahası, tütünden başka hiçbir tarım ürününün yetişmediği kıraç topraklarda üretim yapan bu yoksul insanlar, büyük kentlerin varoşlarını doldurarak kentlerde çok boyutlu başka sosyal sıkıntılara yol açacaklardır.
-Yaklaşık 400 yıldır topraklarımızda Anadolu insanının alınteri ve emeğiyle sabırla işlenerek üretilen Türk tütünü, nefaseti, kokusu ve harmanları ıslah edici özellikleri ile dünya piyasalarında marka olmuş ve özel ürün konumuna ulaşmıştır. Yıllardır 100 milyon kilogramın üzerinde gerçekleşen ihracatımız dikkate alındığında Türkiye, Şark tipi tütün ihracatında Dünya birinciliğini tartışmasız sürdürmektedir. 2006 yılı rakamlarıyla 500 milyon doları bulan tütün ihracatımızda TEKEL’in ve tütün üreticilerimizin önemli bir katkısı vardır. TEKEL’in özelleştirilmesi sonucunda yurtiçi tüketimi asgari miktarlara düşecek olan Türk tütününe karşılık, Virginia ve Burley tütünlerinin ithalatı giderek artacaktır. 2006 yılı sonu itibarıyla, 70 milyon kilogram tütün karşılığında 250 milyon dolarlık tütün ithalatı yapan Türkiye, bu gelişmelerin sonucunda, dış ticarette maalesef net ithalatçı durumuna düşecektir.
-Günümüzde ekici tütün piyasalarından yaprak tütün almakta olan firmaların hemen hemen hepsi, yabancı sermayeye ait olup ülkemizdeki çokuluslu sigara şirketlerin belirlediği piyasa şartlarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu firmalar, kendilerine sipariş veren çokuluslu sigara şirketlerinin dikte ettikleri alım politikalarına ve fiyat düzeylerine uymak zorunda olduklarından özelleştirmenin kaçınılmaz sonucu olarak, çokuluslu şirketler yalnız sigara pazarımıza hakim olmakla kalmayacaklar, ekici tütün piyasalarını, bu piyasalarda oluşacak fiyat düzeylerini ve ihraç fiyatlarımızı kendi çıkarlarına göre belirleyeceklerdir.
-Türk tütünü kıraç ve fakir toprakların ürünüdür. Bu güne kadar yapılan bütün çalışmalarda aynı arazilerde üreticilerin yaşamlarını devam ettirecek gelir sağlayabilecekleri alternatif bir ürün veya üretim dalı bulunamamıştır. Üreticiler, Türk tütünü ürettikleri bu arazilerde adeta tütüne mahkum durumdadırlar. TEKEL’in sigara biriminin özelleştirmesi, sonuçta bu vatandaşlarımızın dayanılmaz gelir kayıplarına uğramasına neden olacak, büyük bir bölümünün ekonomik ve sosyal hayatlarını tahrip ederek açlığa mahkum edecektir.
TEKEL sigara fabrikalarının Türkiye ekonomisi için stratejik önemi anlatılanların içindedir.
-TEKEL’in sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusu irdelenirken, tütün mamulleriyle ilgili tüketim ve sağlık boyutlarını ihmal etmemek gerekir. Türkiye, tüketim yönünden dünyanın 7 nci büyük pazarı (yaklaşık 110 milyar adet) olup resmi kayıtlara göre tüketiminin yüzde 10-15’i de sahte ve kaçak ürünlerdir. Türkiye’de en az 20 milyon tütün mamulleri içicisi vardır ve bunlar yaklaşık 17 milyar YTL’lik tütün mamulü tüketmektedir. Ülke nüfusunun yarısından fazlası 18 yaşın altında olup sigaraya başlama yaşı 9-10’lara kadar düşmüştür. Bu arada, Türkiye’de tütün mamulleri tüketimine bağlı ölümlerin sayısı yılda 100.000’i bulmaktadır. Belirttiğimiz rakamlar ve şartlar, çokuluslu sigara şirketlerinin Türkiye’ye olan ilgisinin nedenini ve TEKEL’in özelleştirmesinin önemini en net şekilde izah edebilecek durumdadır. Türkiye’de yatırım ve üretim faaliyetlerine devam eden ve bugün sayıları 6’yı bulan çokuluslu sigara şirketleri, maalesef Dünya Sağlık Örgütünün hazırlamış olduğu ve Türkiye’nin de imza koyarak kanunlaştırdığı Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesinin (TKÇS) ve buna dayalı olarak çıkartılan Ulusal Tütün Kontrol Programının (UTKP) özellikle reklam, promosyon ve sponsorluk ile ilgili hükümlerine uymamaktadırlar. Oysa, TEKEL, pazar kaybetme pahasına da olsa çokuluslu sigara şirketlerinin riayet etmediği kanuni gerekleri yıllardır “dürüst üretici ve satıcı” titizliği ile yerine getirmektedir. Sektörde bir kamu kuruluşu olarak TEKEL’in varlığını sürdürmesi, tütün mamulleri tüketicileri ve toplum sağlığı açısından da önem taşımaktadır. ABD’de de sigara içmenin zararları hakkında halkı kandırmak, AB ülkelerinde ise sigara kaçakçılığı davalarından dolayı sorumluluklarını kabul eden çokuluslu sigara şirketleri bu ülkelerde ciddi tazminatlar ödemeyi kabul etmişlerdir. Her geçen yıl Avrupa ve Amerika’da satışları azalan bu şirketler, ülkemize gelince kanunları ve kurumları yok sayarak yasadışı reklam ve promosyon çalışmaları yapmaktadırlar. Burada asıl amaç, TEKEL’in piyasa payını paylaşarak kendi ülkelerinde kaybettikleri pazar paylarını gençlerimizin ve çocuklarımızın ciğerlerini kullanarak telafi etmek peşinde olmalarıdır.
SONUÇ OLARAK,
Yukarıda izahına çalıştığımız gerçeklere rağmen; Türk tütüncülüğünün ve ülke ekonomisinin yararına olmayan, tütün üreticisinden tütün mamulleri tüketicisine kadar toplumu ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren, tüm TEKEL çalışanlarının ve milyonlarca tütün üreticisinin ve bilinçli vatandaşımızın karşı çıktığı TEKEL’in sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda ısrar edilmesinin, bir zorunluluğun değil haklı sayılması imkansız bir tercihin sonucu olabileceğine inanıyoruz.
60. Hükümetten, TEKEL’in özelleştirilmesi kararından ve uygulamasından vazgeçilerek;
· TEKEL’in politik etkilerden uzak, özerk bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılacağını,
· TEKEL’deki işçi, memur tüm çalışanlara onurlu bir yaşam sürdürme imkanı tanınacağını,
· Tütün üreticisine destek olunacağını ve üreticilerin çokuluslu şirketlerin çıkarlarına teslim edilmeyeceğini,
· Çokuluslu sigara şirketlerinin yasaya aykırı reklam ve tanıtım faaliyetlerine dur denileceğini,
· 4733 sayılı Kanunun Türk tütüncülüğünü gözeten bir anlayışla yeniden ele alınacağını,
· Sektörde vergi düzenlemelerinin Türk tütüncülüğü lehine yapılacağını,
ülkemizin ve milletimizin menfaati ve geleceği için ümit ediyoruz. Aksi takdirde, TEKEL’i özelleştirmenin tarihsel sorumluluğunun ve vebalinin büyük olacağına inanıyoruz.
Saygılarımızla.
TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ