TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

TÜTÜN DUMANININ ÖZELLİKLERİ VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

TÜTÜN DUMANININ ÖZELLİKLERİ VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

Tütünün kullanım tarzları içinde çiğneme veya enfiye olarak buruna çekme gibi şekillerin haricinde bugün tütünün yakılarak dumanın içilmesi şekli en yaygındır. Bilindiği gibi tütün çiğneyerek emildiği hallerde tütünün fizyolojik etkisi sadece yapısındaki suda çözünen maddelerin ağız boşluğundaki yumuşak dokuların üzerinde yarattığı etki derecesiyle sınırlı kalmamaktadır. Örneğin, diğer şekilde olduğu gibi de yani tütün buruna çekildiği hallerde de bu etki hemen aynıdır. Tütünün etkinlik gücü, bu kez burun boşluğundaki duyu sinir tepecikleri duyuları tarafından algılanmaktadır.

Halbuki tütün içiminde duman, içicide en fazla fizyolojik etki yapan bir üründür. Burada etkinlik çok daha komplikedir. Zira içimde duman, tüm özellikleriyle sadece ağız boşluğu, burun gibi duyu organları etkisiyle sınırlı kalmayıp, bununla beraber bir de ciğerlerin geniş alanıyla da temas ve etki halindedir.

6.1.1. İÇİM OLAYININ ESAS KARAKTERİSTİĞİ

Tütün dumanının içim olayı, sigaranın yakılması ve daha sonra havalı ortamda zaman zaman içilerek içe çekilmesi suretiyle meydana gelmektedir. İçim sonrasında tütünün yanması (oksidasyonu) neticesinde bir birinden farklı iki çeşit asal ve yanal duman husul eder.

Yanal duman, sigaranın yanma bölgesinde oluşur ve ısısı asal dumanın ısısından daha yüksektir.

Asal duman ise sigaranın daha serince bölgesinde, yani sigaranın boyunca hareket ederek meydana gelir ve içicinin ağız boşluğuna oldukça soğutulmuş halde girer. Böylece tütünün ve dumanı içeriği etkileyen maddelerin tüketici organizmasına taşınması asal duman ile olduğunu söyleyebiliriz.

Dumanın husule gelmesi sigaranın yakılması ile başlar. Belirli aralıklarla intervallerde yapılan emişler sırasında yanmakta olan sigarada yanal duman durur, asal duman meydana gelir. Hava, sigara emişi 2-3 saniye süre ve ??-60 saniye aralıklarla gerçekleştirilir. Bu arada sigara içicisinin ağız boşluğunda 30-40 mm3 civarı hacminde duman girer-alınır ve 15 mm cıva yüksekliği vakum sağlanır. Pek çok gözlemlerden ve

Bulgar alimi Metodi Vaselinofun verilerine göre de 69 mm uzunlukta, 8 mm çapında ve 1 gr ağırlıkta bir sigaranın 22 defa emişler 23 mm uzunlukta izmariti kalacak şekilde, 8 dakikada içilmekte olduğu saptanmıştır.

Dumanların farkları olduğunu söyledik. Bilindiği gibi sigaranın yakılmasıyla sigaranın uç kısmında yanma bölgesi oluşmaktadır. Bu bölgenin ısısı tütünün yanma niteliğine ve emiş şiddetine göre değişmektedir. Örneğin, pek çok saptamalara göre sigaraların kendi kendine, sakin bir ortamda içim için yanması esnasında yanma bölgesinin ısısı 740-750 o C arasındadır. Emişlerde ise 800-1000 o C ye kadar yükselmektedir.

Sigaranın kenar kısımlarında ısı genelde 100-120 o C daha düşük olduğu söylenmektedir.

Yukarıda da belirtildiği veçhile yanal dumana kıyasla asal duman daha serindir. İçicinin ağzına giren dumanın ısısı 37-60 o C civarındadır. Tabii bu yapıtların boyuna göre değişmektedir.

Purolarda yanal dumanın ısısı 540 o C, emişte dumanın ısısı ise 900 o C civarında olduğu tespit edilmiştir. Keza pipo içimi esnasında oluşan dumanın ısısı 700 o C yanal, emiş anında ise 870 o C dir.

Kimyasal yapı bakımından da asal dumanın içeriği, yanal dumanın yapısından farklıdır. Örneğin, tütünün kimyasal yapısına bağlı olan asal dumanın, tüketici üzerinde olumlu, hoş bir etki yapmaktadır. Yanal duman ise daha fazla tütünün fiziksel özellikleriyle ilişkilidir ve tüketici üzerinde nahoş, olumsuz etki yapar. Böylece tütünün içimi sırasında dumanın etkisini başlıca kimyasal yapısına bağlı olduğunu özetleyebiliriz.

Çünkü tüketicinin içimde hissedeceği duyuları dumanın kimyasal yapısıyla yakın en ilişkilidir.

Sigaranın yanma bölgesinde meydana gelen ve özellikle soğutulma sürecinde, asal dumana dönüşürken duman içeriğinin bir kısmı kondenze olur, diğer kısmı ise gaz halinde kalır. Bu nedenler duman, farklı fiziksel yapılardan oluştuğu için bir disper (karışım) sistemini andırır ve bu hal dumanın fiziksel durumunu belirler. Böylece dumanın dispers sistemini iki durum fazında mütalaa etmek en uygun olacaktır.

1-Partiküler (sıvı-aeresol kısmı) fazı:

Bu, tütünün yanması olayında, dumanda yarı sıvı haldeki uçucu maddelerin oluşturduğu kısımdır. Başlıca dumanın fizyolojik etkisi bölümü, aromasını ve tat kısmını meydana getiren sis halindeki parti kül komponentlerinden oluşur. Bunların boyutları 0.1-1.0 mikrondur. Yapılan ölçümlere göre 1 cm3 hacimdeki dumanda 3 milyar civarında partiküler sıvı (aeresol) kısım bulunmuştur. Bir sigara dumanında bu fazın ağırlığı takriben 40 miligramdır. Dumanın kimyasında bu bölüm çok önemlidir. Analitik ölçümlerde total kondensaf deyimi başlıca parti kül sıvı kısım miktarı anlamındadır. Bunun dışında kuru kondensaf deyimi ise sudan arındırılmış parti kül ve kaba su ve nikotinden ayrılmış katranların miktarını ifade eder.

2-Gaz kısmı (fazı)

Dumanın gaz fazı başlıca gaz ve buhardan oluşur. Başlıca tütünün fiziksel özelliklerini yansıtır. Bir sigara dumanın bu kısmının ağırlığı Veselinof tarafından 400 miligram dolayında ölçülmüştür.

Başka bir araştırmacı Trifu ise 1 gr tütünün dumanından 400-1200 cm3 gaz kısmı oluştuğunu yazmaktadır. Dumanın gaz kısmı içimde tüketiciye genellikle nötr etki yapmaktadır.

Konuyu sonuçlarken özet olarak dumanda, tütünde bulunan tüm maddelerin bulunduğunu vurgulamak istiyoruz. Ancak yanma olayında kimyasal değişmelere uğramaktadırlar. Şimdi bu değişmeleri tanımlayalım.

6.1.2. İÇİM OLAYI SIRASINDA BAZI KİMYASAL DEĞİŞMELER

Önce tütün içeriğini oluşturan maddelerin farklı değişimlere uğradığını söylemeliyiz. Örneğin, bunları şöyle bir sıraya dizerek açıklayalım.

Değişmeler çok şiddetli ve derin seyrettiği durumlarda hammadde tütünün kendi önceki kimyasal ihtivası duman halindeki fazda tanınamaz durumdadır. 

Bazı kimyasal maddeler yanma esnasında değişmeyip fiziksel olarak parçalanır ve yanma ürünü dumana yegane en direkt etki yapmaktadır.

Dolayısıyla sadece dumanın yapısını etkiler. Örneğin, sigaranın külünü meydana getiren mineraller bu gruba aittir. 

Tütünde bulunan kimyasal bileşiklerin bir bölümü belli moleküllere parçalanarak gaz ve buhar halinde dumana geçerler. Örneğin selülozlun büyük bir kısmı karbondioksite, sirke asidine ve su buharına dönüşür. 

Eteri yağlar gibi bazı uçucu kimyasal bileşikler yanma sırasında dumanda destilasyona uğrarlar. Böyle bir destilasyona, nikotin de uğrar.

Nikotinin büyük bir kısmı dumanda parçalanmamış durumda bulunurken diğer bir kısmı ise oksitleşerek yüksek toksik nitelikte sokratin, miozmin vb. maddelerin oluşumu sağlar. Keza yağların bir kısmı da nikotin gibi oksitleşerek dumana parçalanarak geçmektedir. 

Yanma esnasında mürekkep moleküllü bileşikler daha yapıda bileşimlere dönüşürler. Örneğin reçineler de polimerizasyona uğrayıp daha düşük molekül reçineler kısmı meydana gelir. Bunlar dumanda sık sis halindedir ve dumanın aromasını belirler. Reçineler kondenzasyon sonrası asal dumanda katran oluştururlar. 

Nitekim, dumanın yarı sıvı aeresol kısımda karbon hidrojenlere, reçineler, reçine asitlerine, eteri yağları, nikotin, metil alkol vb. bileşikler bulunmuştur. Çünkü bunlar pek fazla dönüşüme uğramazlar. Fakat asal dumanın soğumasıyla kondenze olurlar. Aynı zamanda asal dumanda organik maddelerin parçalanmasından meydana gelen bileşikler de bulunmuştur. Örneğin alkoller, aldehitler, ketonlar, fenoller, farklı yapıda organik asitler piridin bazları, amonyak katranlar gibi.

Ayrıca asal dumanın gaz kısmında argon, hidrojen, oksijen, karbondioksit, karbon monoksit, etan metan, propan, etilen asidi, su buharı ve diğerleri mevcudiyeti saptanmıştır.

Dumanın meydan gelmesi, içim ile yanma olayında bazı kimyasal değişmeleri özetleyebilmek için hemen, yanma sırasında kuru destilasyon neticesinde parçalanmadan dumana geçen maddelerin miktarı ile tütünün yanmasıyla husule gelen total bileşiklerin arasındaki oran orantıların farklı olduğunu söylemek gerekir. Büyük ölçüde yanmanın şiddetine, yanma bölgesinden geçen havanın miktarına, bu havanın hızına vb. faktörlere bağlıdır. Ancak pek çok faktöre bağlı olan sonucunda belli kalitede de duman oluşmaktadır.

6.1.3. TÜTÜN DUMANININ ÖZELLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Tütün dumanının özelliği hammadde tütünün içeriğine, fiziksel özelliğine, yanma tarzına ve hızına sıkı sıkıya bağlı olan bir olaydır. Dolayısıyla bu yüzden tütünün iyi yanmasını etkileyen tüm faktörler aynı zamanda tütün dumanının içiminin tat özelliklerini oluşturan olumlu faktörlerdir diyebiliriz. Çünkü iyi bir yanışta maddelerin yeni bileşiklere dönüşü, ürün oluşu daha çabuk gerçekleşmektedir. Böylelikle de duman içeriği daha derin oksidasyonu, parçalanmaya uğramış bileşimler ürünleriyle zenginleşmektedir. Örneğin şiddetli bir yanmada için için yanmaya oranla dumana geçen nikotin miktarı % 20-30 oranında daha fazladır. Bu arada sigaraların rutubeti de çok önemlidir. Zira yapılan ölçümlerin verilerine göre % 10-11 civarındaki rutubette olan sigaraların içiminde dumana en fazla nikotin geçmektedir. Aynı zamanda rutubet sınırının çok üstünde veya altındaki durumlarda dumanın nikotin oranı hissedilir derecede azalmaktadır. İçim esnasında bırakılan uzun izmaritin keza dumana nikotin geçişini azalttığını gözlenmiştir.

Bu arada sigaraların şekilleri ve boyutları da yanma olayının yani duman oluşumunu, içimin duman terkibini ve duman tadı özelliklerini önemli derecede etkilemektedir. Örneğin sigaranın uzunluğu, çapı, ağırlığı ve sıkılığı dumana geçen nikotin miktarı ile ters orantıdadır. Yuvarlak sigaraların yassı sigaralara oranla dumana daha fazla nikotin geçirdiği bir gerçektir.

Şimdi Dr. Duşko Botsevskinin dönemlerinden yararlanarak bunları tablolarla kanıtlayalım.

Tablo 1:

Tütünün yanmasına bağlı olarak dumandaki nikotin miktarı

 

Mamul

Cinsi

Yanmadan Önce

Nikotin

Yanma Sırasında

Nikotin

Yavaş Normal Hızlı

Sigara

1.19

0.00

0.34

0.47

Pipo

0.86

0.00

0.28

0.44

Puro

1.70

0.07

0.50

0.83

 

 

 

Tablo 2:

Tütün rutubetine bağlı olarak dumandaki nikotin miktarı

% Olarak tütünün nemi

Dumandaki nikotin miktarı

(1 gr kuru tütüne Göre hesaplanmıştır)

mg olarak

8.50

0.51

11.17

0.44

15.20

0.32

27.50

0.29

 

Yanma olayı sırasında tütünün yapısındaki nikotin dört bölüme ayrılmıştır. Asal dumanda, yanal dumanda ve bir kısım da is içinde kalır. Dördüncü kısım da parçalanır. Bunun dönemlerini de aşağıdaki tabloda sergilemekteyiz.

Tablo 3 :

Sigaraların (Ph 'ı düşük) ve puro (Ph 'ı yüksek) dumanlarında nikotin ayrışımı

Duman bölümü

Sigaralarda

Purolarda

Asal dumanda

% 23

% 26

Yanal dumanda

% 42

% 47

İste

% 15

% 22

Parçalanan nikotin

% 20

% 5

 

Tablodaki verilerden de anlaşılacağı gibi puroluk tütünlerde olduğu gibi Ph 'ı yüksek olan tütünlerin nikotinleri daha az parçalandığından bu gibi tütünlerin, mamullerin asal ve yanal dumanlarında nikotin miktarları artış göstermektedir. Bu nedenle Ph derecesi dumanın içeriğini tayin etmede bir faktör kıstası olarak kullanılabilir.

Sonunda özetlemek gerekirse, faktörlerin eşitliği durumunda, normal bir yanma çerçevesi içinde dumandaki nikotin, çözünen maddeler ve total azot maddelerin miktarını göz önünde bulundurarak tütün oranının özelliğini, kalitesini belirleyen ölçüt kıstasları oluşturabiliriz.

6.1.4. TÜTÜN DUMANIN ETKİLERİ

Tütün dumanının fizyolojik etkisinin bilinmesi bize tütün hammaddesinin kalitesini belirlemede ve çeşitli teknolojik yöntemlerin analizlerini yapmada yararlı olmaktadır.

Bilindiği gibi tütün dumanının yapısı çok farklıdır. Dolayısıyla dumanda bulunan çok sayıda kimyasal bileşikler, organizma üzerinde değişik tarzda etki yapmaktadırlar. Örneğin;

  1. Narkotik etki: Bu etki dumanın içerdiği alkoloidlerden, özellikle nikotinden kaynaklanmaktadır. 
  2. Kanserojen etki : Bu etkiyi tamamen duman içeriğindeki arsen, antrasit, benzetrasen 3,4 bonzopizen vb kanserojen etkili maddeler oluşturur. 
  3. Toksik etki : Dumanda bulunan karbondioksit (CO2) , karbon monoksit (CO) , siyanohidrojen asidi vb bileşikler neden olmaktadır. 
  4. Sediment etki : Tütün dumanı yapısı içinde başlıca katranları ve diğer reçineli maddelerden sedimentler olduğu düşünülmektedir.

Bunların partükülleri akciğerin alveollerini kaplar.Şimdi tütün dumanının yukarda saydığımız etkilerini aşağıda daha genişletilmiş olarak ayrıntılarıyla açıklığa kavuşturalım.

1.Narkotik Etki

Tütün dumanı muhteviyatını oluşturan tüm maddelerden nikotin, tütünün dumanını içerek kullananlar üzerinde en fazla etki yapmaktadır. Zaten tütün de bu narkotik etkisinden ötürü kullanılır. Bu etki tütün içme alışkanlığı ve daha uzun boyutu olan tiryakiliği yaratır. Bu yüzden nikotin alkoloidi gerek tütün içicisinin organizmasına geçiş formları ve tarzları itibariyle gerekse sağlığı üzerinde yaptığı tahribat açısından pek çok araştırma konusuna neden olmuştur

Hiç şüphesiz gördüğümüz gibi nikotin duman direkt olarak geçebilme özelliğine sahiptir. Ancak bazı yazarlar nikotinin dumana geçme oranını % 50-60 dolayında olduğunu belirtirken bazı durumlarda ise bu oranın % 75 'e kadar yükselebildiğini de pek çok deney sonuçlarında müşahede edilmiştir. Tabi bu oranlar büyük ölçüde mamullerin, örneğin sigaraların çeşidine, aynı zamanda tüketim tarzlarına göre farklı olabilmektedir.

Türk tipi harmanlardan oluşturulmuş sigaralarda tütünden nikotinin duman geçiş oranı % 15.34-44.44 olduğu saptanmıştır. Bu durum pipo ve puro içimlerinde tahminen % 40 daha yüksektir.

Tütünden dumana geçen nikotinin tamamı organizma tarafından alınmaz. Bunun sadece belli bir miktarını organizma alır. Alınan miktar oranı büyük ölçüde içim esnasında emiş hızına ve emiş süresine bağlıdır. Örneğin 40 saniye emiş süresi esnasında dumandan vücudun aldığı nikotin oranı % 85 tir. Halbuki normal emişli içimlerde bu oran % 40-50 civarındadır. Yani tütün nikotinin takriben % 15-20 arasındaki bir içerik oranlıdır. Keza içim sırasında yutmadan ağız boşluğunda daha uzun süre tutulan dumandan vücudun aldığı nikotin oranı çok daha düşüktür.

Böyle tütün içen içicilere dudak tiryakisi oldukları söylenmektedir.

P.S. Larson vücuda geçen nikotinin % 10-13 dolayında bir oranın üre ise dışarıya atıldığını bulmuştur. Geri kalan kısmı da enzimlerin etkisiyle parçalanmakta ve daha sonra tekrar üre ile atılmaktadır. Örneğin, tüketiciler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde 7 saatte 20 sigara içenlerde nikotin parçalanması (de nikotinazasyon) olayının çok çabuk olduğu hatta nikotinin % 80-95 inin içim süresinde parçalanıp in aktif (etkisiz) hale geldiği görülmüştür.

Vucütta nikotini etkisiz hale getiren organlar karaciğer, akciğer, böbrekler ve beyindir.

Hulasa tütünün narkotik etkisi mamulün nikotini ile yakınen ilişkilidir. Nikotin miktarı ne kadar fazla ise elbette tütün dumanının narkotik etkisi de o derece artacaktır. Fermantasyon geçirmiş tütünler daha az fizyolojik narkotik etkiye sahiptirler.

2.Toksik Etki

Tütün dumanının toksik etkisine neden olan maddeler % 0.03 sülfür hidrojen ve % 0.08 siyanhidrojen dir. Fakat bunlar çok cüzi miktarlar olduğundan elimine edilebilir. Asıl konu dumanın toksik etkisini oluşturan diğer maddelerdir. Örneğin içim esnasında içici dumandan % 10-15 karbondioksit, % 1-2 karbon monoksit, metil alkol vb maddeler almaktadır. Bunların bazı bileşiklerinin toksik etkisini kuvvetli, bazılarının ise daha az olduğu saptanmıştır.

Bilhassa Bezenszol adıyla adlandırılan yağımsı bir sıvının toksik etkisinin çok fazla olduğu hep bulguların içindedir.

Dumanda bulunan bileşiklerden, karbon monoksit en kuvvetli toksik etkiye sahiptir. Çünkü kan hücrelerinin hemoglobini ile bileşik oluşturmaktadır. Böylece de akciğerlerden kana geçen oksijenin yoğunluğunu azaltır. Dokulara ulaşan oksijen miktarı azalır. Aynı zamanda karbondioksit, göz, sinir sistemi ve diğer organların hücrelerine de etki yapmaktadır.

Bu arada nikotin de narkotik etkisi yanı sıra fazla miktarlarda olduğu durumlarda toksik etki de yapmaktadır. Bilhassa nikotinin serbest formda bulunduğu hallerde toksik etkisi daha kuvvetlidir. Birkaç dakikada beyine ulaşarak sinir hücrelerine nüfuz eder. Bu yüzden aşırı derecede sigara içen tiryakilerin sinir sistemi bozuktur. Tütün dumanında bulunan amonyak, ağzın tükürük bezlerini ve bunun sinir tepeciklerine etki yaparak bazı patolojik değişmeler meydana getirir.

3.Kanserojen etki yapan bileşikler

Son zamanlarda sigara tüketiminin, içmenin sağlığa zararlı olduğuna dair kampanyalar tütünün kanserojen etkisine dayanılarak yürütülmektedir. Çünkü tütün dumanının kanserojen etkisi daha ziyade tütün içenler ile içmeyenler arasında mukayeseli olarak ve istatistik donelere dayanılarak araştırılmaktadır.

Halbuki bu güne kadar farklı tütünlerin kurutma tarzına göre ve özellikle enzimatik fermantasyon (doğal) ve güdümlü fermantasyona tabi tutulan tütünlerin dumanları kanserojen etkisi arasında mukayeseli araştırmalar çok azdır. Henüz bulgular da pek kanıtlayıcı sayılmaz. Bilindiği gibi piroliz olayında ısı çok yüksektir. Bu ısının havasız bir ortamda da gelişmesi nedeniyle organik maddelerin destilasyonunda naftalin, antrason, 3-4 benzopirinler gibi kanserojen karbon hidrojenler oluştuğu görüşü Metadi Veselinof 'a aittir.Daha sonra bu görüşe istinaden Trifu tütün dumanının sigara içinden geçmesi sırasında karbon hidrojenlerin oksitleşerek himonlara ve zararsız fenollere dönüştüğünü, böylece de dumanın zararlı maddelerden arındığını yazmıştır. Nitekim yine yazarın ifadesine göre bu durum asal dumanda bulunan kanserojen maddelerin miktarının tespitini daha da güçleştirmektedir.

Anımsanacağı gibi bazı tütüncü çevrelerinde Flue Cured tarzında kurutulan Virginia tütünlerinin, güneşte kurutulan tütünlere oranla tüketiciler için daha zararlı oldukları görüşü hakimdir. Acaba bu doğruyu ne derece yansıtmaktadır.

Böyle bir görüşün ortaya çıkmasına neden Befinger'in Britanya sağlık dergisinde yayınlanan "Farklı tütünlerin içim rizikoları" adlı makalesi neden olmuştur.

Yazıda farklı tütünlerin, yani farklı harmanlardan imal edilmiş sigaraların kanserojen etkileri dile getirmektedir ve özellikle de tütünün kurutma ve fermantasyon tarzları üzerinde yorumlar yapılmaktadır.

Örneğin, İngiliz tipi sigaraların tütünleri bilindiği gibi kısa sürede kurutulan ve müteakiben 60-90 dakikalık Redrying işlemine tabi tutulan Virginia'lardır.

Güneşte, gölgede dolayısıyla doğal koşullarda kurutulan tütünler ise Türk tipi vb Sun Cured ler bu tarzda kurutulan tütünlerin aksine yavaş bir tempo ile kurumakta ve sonra da yavaş bir enzimatik (doğal) fermantasyon dönemi geçirmektedirler.

Böylece yavaş kuruma sırasında tütünlerde özellikle de karbonhidrat bileşiklerinde önemli değişmeler olmakta ve başta kanserojen etki olmak üzere tütünün zararlılık derecesi azalmaktadır. Bunun tam tersi olan güdümlü olarak kısa bir sürüde kurutulan ve fermantasyonu gerçekleştirilen tütünlerde yaprak strüktüründe meydana gelen oksidatif olayların azalması nedeniyle ve kurutma olayını müteakiben uygulanan diğer termik işlemler sonucunda karbon hidratlı bileşikler ile diğerleri gerekli değişmelerini tamamlayamazlar.

Böylece Befinger, yapmış olduğu araştırmalarda tütün dumanının kanserojen aktivitesi ve tütün yaprağında bulunan zararlı maddelerin ılımlı kurutma ve enzimatik fermantasyon yoluyla değişikliğe uğratılarak azaldığı sonucuna varmıştır.

Befinger 1951-1955 yıllarında Avrupa'nın güdümlü olarak kurutulan Virginia tütünü üretimine geçildiği dönemine paralel olarak bazı kanser araştırıcılarının tütünün sağlığa büyük zarar verdiği görüşünde birleştiklerini ifade etmektedir. Yine kendi araştırmaları sonucunda da normal enzimatik fermantasyonun eksikliğinin tütün dumanındaki kanserojen etkiyi arttırdığını ikinci kez 1954 yılında ortaya koymuştur. Araştırmacı aynı zamanda normal enzimatik fermantasyon uygulamak suretiyle tütünün yapısında arzulanan kimyasal değişmelerin meydana geldiğini ve böylece de bu problemin çözümlenebileceği kanısındadır. Dolayısıyla enzimatik fermantasyon uygulanan ülkelerde akciğer kanserinden ölenlerin sayılarının daha az yaygın olduğu görülmektedir.

Tabi bu görüşlerin ne kadar doğruluğu tartışılabilir. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi dumanda bulunan kanserojen maddelerin miktarının tespiti çok komplike ve güçtür. Diğer taraftan da tespit işlerinde sigara içenlerle içmeyenler arasında istatistik donelerin baz alınması ve hala tütün üretiminin büyük bir bölümünün Flue Cured tütünlerinin oluşturması, bu görüşe biraz gölge düşürmektedir.

Tütün dumanının kanserojen etkisi sadece şekerler ile benzopirinlere bağlı değildir. Bunların yanı sıra pek çok sayıda polisiklin ve heterosiklin karbonatları, bilinen ve bilinmeyen terpentin türevleri veya radyo aktif maddeler belirli koşullarda zararlı etki gösterirler. Bazı yazarların tütün dumanında keşfettikleri arsen, tütün zararlılarına karşı kullanılan ilaçların yaprak üzerinde birikimi neticesinde bulunduğu ihtimali doğrultusundadır.

4.Sediment Etki

Tütün içicisinin organizmasına zararlı etki yapan maddeler arasında tütün dumanında mevcut olan katranlar adı altında birleştirilmiş reçinemsi maddelerdir. Son zamanlarda bu maddeler üzerlerine dikkati çekerek pek çok araştırmaların esas konusunu teşkil etmiştir. Alman araştırmacı

Seelkopf' a göre bu maddeler yanmaya tabi tutulan tütünün miktarına kıyasla dumanda % 5-10 civarındadır. Bunların büyük bir kısmı Drüksek'e göre dumanın içici tarafından içine çektiği sırada takriben % 98 akciğerler tarafından zapt edilir. Buda günde 10 sigara içen vasat bir tüketicinin 20 yıl esnasında 3-5 kilogram kadar katran zapt ettiği anlamındadır. Fyriki'ye göre, Türk tipi tütünlerde dumana geçen katran oranı yanan tütünün miktarına kıyasla % 3-16-3.97 arasındadır. Bu oran Virginia ve Esmer tip tütünlerde % 3.086 olarak belirlenmiştir.

Bu yazar yukarıdaki görüşleri doğrultusunda sediment etkisinin sigaraların şekilleri ile yakından ilişkili olduğunu belirterek yuvarlak sigaralarda etkinliğin hissedilir derecede daha fazla olduğunu vurgulamaktadır.

Sonunda özet olarak, tütün dumanının bilinen etkilerinden başka, miyokardat enfaktüsü oluşumuna, kalp adalesi paralizasyonuna, bronşsal rahatsızlığı, kan damarlarının arteriskleresuna , akciğer dokularının kronik ateşlenmesine, salgı bezlerinin rahatsızlığından kaynaklanan şiddetli öksürmeye neden olduğunu vurgulamalıyız.

Bunların yanı sıra bazı araştırmacılara göre nikotin alkoloidi işitme ve görme organlarına zarar verdiği gibi ses tellerine, safra kesesine, diş minelerine, böbreklerin çalışmasına zarar vermekte ve hatta karaciğer sirozuna da sebep olmaktadır.

Açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gibi tütün dumanını en zararlı kısmı nikotin ile katranlar oluşturmaktadır. Bu yüzden son zamanlarda sigara sanayisinde üretilen sigaraların % 90-95 bölümü filtreli sigaraların lehinedir. Çünkü yapılış malzemesinin türü itibarına bağlı olarak E. Molinazi ve Marek filtrelerin asal tütün duman terkibinden % 10 45 arsındaki nikotini ve % 11-33 oranında da katranlar tuttuklarını tespit etmişlerdir.

6.1.5. TÜTÜN YAPITLARININ İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ VE AZALTMA AMACIYLA UYGULANAN BAZI TEKNOLOJİK YÖNTEMLER

Tütün (sigara) içme, değişen şartlar içinde, stresler karşısında, ruhi bunalım ve başarısızlıkların sebep olduğu sosyal dengesizlik ve aşağılık duygusuna kapılan kişinin çoğu kez şuursuz bir reaksiyonu olarak ta ele alınabilir.

Dost bulup derdini dökmek, arkadaş bulup gönlünü açmak, neşe ve sevincini paylaşmak isteyen insan, arzuladığını sigarada bulduğunu sanır.

Birçok kimseler için sigara ideal, psikolojik bir destek niteliğindedir. Utangaçlıklarını belli etmemek, suçluluk duygularını açığa vurmamak, aşağılık ve komplekslerini saklamak, hoşa gitmeyen görüntülerle ilgilenmemek, sıkıntı ve üzüntülerini dağıtmak, heyecanlarını ve yorgunluklarını gidermek için çoğu kez sigaradan yarar umarlar ve can kurtaran simidi gibi sigaraya uzanırlar.

Gerginlikten kurtulmak, bir çıkış yolunu bulup rahatlamak için sigaradan yarar umulduğu söylenir. Öyle ki, üzüntü, sevinç sigara içirir, başarılar, umutsuzluklar, değişen durum ve şartlar tiryakiye sigara içirir.

Tiryakilik gerçek manada kişinin fizyolojik ve psikolojik yapısında dal budak salmış, şuur altında kökleri bulunan bir alışkanlığı anlatır. Tütün tiryakiliği bir alışkanlık, bir bağımlılıktır.

Günümüzde sigara içmeme kampanyaları düzenlenmesine rağmen, sigaraya olan tutku, bağımlılık giderek artmaktadır. Tütün yapıtlarından olan sigara, içerdiği nikotin be diğer maddeleri ile insan vücudunun sistemlerinde çeşitli değişmeler ve zararlara sebep olmaktadır. Şimdi bunları tek tek kısaca ele alalım.

  • Sigaranın ilk etkisi dişler üzerinde görülür. Zira sigaranın dişlerde meydana getirdiği ve fırçalamakla bile çıkarılamayan lekeleri herkesçe bilinmektedir. Diş güzelliğinin ve parlak görüntüsünün bozulmasından başka diş etleri ve dişlerin yerleştiği kısımda da sigaradan ötürü önemli değişmeler olur. Dişler vaktinden önce dökülmeye başlar.
  • Sigaranın dolaşım sistemi üzerinde etkinlikleri oldukça büyük boyuttadır. Kalp ve göğüs hastalıklarına sebep olur. Sigara içicilerinde sigara içtikten sonra kalp adalesinde bozukluklar, yani kroner spazmı işaretleri belirir. Genellikle içilen ilk sigaralardan sonra kalp atışları hızlanır. (10-25 fazla atış) bilhassa üst üste içilen iki sigaradan sonra trombositlerin yapışkanlık derecesinin arttığı tespit edilmiştir.
  • Sigara (tütün içimi) kalp üzerinde zararlı etkiye sahiptir. Kalp ağrılarını kışkırtır. Kalbi besleyen kroner damarlarda kireçlenme ve sertleşme olur. Sigara dumanındaki nikotin başlangıçta parasempatik sistemi uyarır ve bir süre sonra kalp yavaşlar yine nikotinin etkisiyle parasempatik fonksiyonlar iş göremez hale gelirler. Dolayısıyla adrenalin salgısı çoğalır ve bu sebeple damarlarda spazm olur. Tansiyon yükselir, kalp atışları hızlanır. Bu gün kalp ağrısı diye bilinen angor pektorisi kesin olarak sigaranın yaptığı bilinmektedir. Ne kadar çok sigara içilirse enfaktüs ihtimali de o oranda çoğalır.
  • İçilen sigara veya diğer tütün yapıtı dumanı, yaygın bir arter büyümesi (spazma) yapar. Tütün içme, başka faktörlerle de birleşince alt tara arterlerinin daralması ve tıkanması sonucu bacağın kesilmesine kadar götüren kangrenler oluşabilir. Atardamar iltihabı oluşmasında da sigaranı büyük rolü vardır.
  • Sigara içilince bedende termo grafik biçimde belirlenebilen, ısı değişikliği olur. Bunları özellikle ellerde kolayca belirleme imkanı vardır. Sigara tiryakilerinin elleri soğuktur. Çünkü sigara dumanında bulunan maddeler damarları büzer ve böylece de ellere giden kanın azalmasına neden olur.
  • Dumandaki nikotin bir yandan kalbin oksijen ihtiyacını arttırırken diğer yandan kroner damarları büzer. Ayrıca sigara dumanı solunum yoluna giren oksijen miktarını kendi hacmi oranında azaltır. Böylece sigara dumanının kalp üzerindeki zararlı tesiri birkaç kat artar.
  • Kronik CO zehirlenmesinin belirtileri, havalandırılmayan sigara dumanlı, kapalı yerlerde sürekli oturanlarda görülür. Kronik CO zehirlenmesi belirtileri; bağ ağrısı, halsizlik, mide bulantısı, unutkanlık, baş dönmesi, belli belirsiz kalp şikayetleri, hareketlerden sonra tıkanıklık, çarpıntı, duyu bozuklukları, kulak uğultusu olarak özetlenebilir.
  • Sigara dumanı çoğunlukla doğrudan doğruya solunum sistemine çekilerek içildiğinden en büyük ve en önemli zararlar daha çok bu sistem üzerinde görülmesinin sebebi kolayca anlaşılır. Sigara dumanı ağız ve burundan başlayarak akciğer alveollarına kadar uzanan solunum yolunun her bölümünde bozukluk ve hastalık yapabilir. Burunda koku alma duygusunda azalma ve değişmeler, kronik burun rahatsızlıkları görülebilir. Sigara dumanı etkisiyle meydana gelen farenjit (yutak iltihabı), larenjit (hançere iltihabı) ve ses değişmeleri, tahrişin sürüp gitmesi halinde çok geçmeden kronik ve tedavisi güçleşen biçimlere dönüşürler.
  • Solunum sisteminin normal fizyolojik fonksiyonlarının bozulmasının başlıca sebebi, zararlı tahriş edici toksik maddelerin solunum havasına karışmasıdır.

Sigara dumanı akciğer bronşlarının iç çeperlerinde bulunan tüylü salgı aktivitesi üzerinde toksik etki gösterdiği deneylerle ispatlanmıştır.

Sigara dumanı akciğer bronşlarının iç çeperinde bulunan tüylü hücre ve sümüksü salgı aktivitesini zayıflatır. Tütün dumanın sürekli ve fazla etkisi sonucu tüylerin hareketi durur, müküs birikimi artar. Akciğerin temizlenme ve koruyucu fonksiyonu durunca zararlı maddeler, zamanında ve yeterince dışarıya atılamazlar. Öte yandan tahriş edici maddeler müküs miktarının artmasına yada tersine azalmasına ve kıvamının değişmesine sebep olurlar. Anormal benlik kazanan müküs, bu kez zararlı bir faktör olmaya başlar.

Bronşların titreşen tüyleri için zehirli olan maddeler arasında nikotin, Akrolein, asit siyanhidrik, benzokain ve organik asitler başta gelir.

Daha önce de açıkladığımız gibi sigara içiminde önce duman ağza emilir, sonra solukla akciğere çekilir. Sigara dumanı iki saniye ağızda tutulursa (Delham ve çalışma arkadaşlarına göre) dumanın gaz kısmının % 15 i, suda eriyebilen maddenin % 60 ı, suda erimeyen elementlerin de % 25 i ağızdan emilir.

Akciğere çekilen dumanın soluk verişle dışarı çıkışında yapılan tahlillerden ihtiva ettiği isopren ve asetaldehidin % 99, asetonun % 86, karbon monoksidin %54 ve partikülerin % 80-97 oranında akciğerde tutulduğu tespit edilmiştir.

Sigara dumanındaki karbon monoksit (CO) tütünün tam yanmayışının bir ürünüdür. Hemoglobine kuvvetle bağlanarak karboksihemoglobin bileşiğini meydana getirir. CO ile bileşim yapan hemoglobin organizmaya oksijen taşıma görevini yapamaz hale gelir. CO 'in hemoglobine bağlanması kabiliyeti oksijenden çoktur. CO ile zehirlenme enoksami denilen hastalanma, dolaşım kanında oksijen azlığından ileri gelir.

Karbondioksit (CO2) hemoglobinle carbhemoglobine denilen ve kolayca ayrılabilir zayıf bir bileşim yapar.

Diğer taraftan sigara dumanı solunum havasına karışınca hacim olarak solunum havanın bir miktarının yerini alır. Dolayısıyla solunum havasının oksijeni bu oranda azalır ve akciğerlere daha az oksijen girmiş olur. Solunum fonksiyonları giderek bozulur. Soluk verme debisi azalır. Öksürük ve balgam çıkarma varsa bu azalma daha belirgin olur. Araştırmalarda kronik balgam çıkarma, sigara içmeyenlerde % 1.2, sigara içenlerde ise % 18.1 oranında bulunmuştur. Sigara içenlerin 30-40 yaşlarında olanların % 50 si ve 40-50 yaşlarındakilerin % 55 i balgam çıkarmaktadırlar.

Kronik bronşitin nedenleri arasında sigara dumanının önemli bir yeri vardır. Kişi kendi sigaranın dumanı ölçüsünde olmasa bile kapalı yerlerin havasına dağılan sigara dumanlarında da çokça etkilenir. Kronik bronşitin başlangıç döneminde bronş mukozası şişkin ve kırmızıdır. Daha sonra uzun süre ve üsteleyen tesirler yüzünden mukoza soluk ve atrofik bir görünüm alır. Tüylü epitel bozulur. Akciğer parankimasında da fibroz başlar. Böylece akciğerlerin vital kapasitesi azalır.

Kronik bronşitten sonra enfizem teşekkül etmeye başlar. Çünkü tütün dumanı bronş ve bronşçukları döşeyen mukozanın bozulmasına zedelenmesine yol açar. Böylece bronşitin kötü sonucu enfizemdir. Akciğerlerde solunum faaliyetlerini sağlayan olveol denilen küçücük keseciklerin çeperleri sigara dumanının etkisiyle sertleşir. Birçok kılcal damarlar tıkanır. Akciğerin esnek dokusu sertleşir. Akciğer damarlarında kan basıncı yükselir. Bunun sonucu olarak da kalp yorulmaya başlar, soluk alma güçleşir. Araştırmacılar Petty ve arkadaşları akciğerlerdeki doku değişmeleri ve enfizemin meydana gelmesinin, içilen sigara miktarıyla orantılı olarak arttığını göstermişlerdir. Zira anımsanacağı gibi sigara dumanı solunum yollarını tahriş etmekle kalmayıp, balgam oluşmasını çoğaltır, enfeksiyonlara karşı direnci azaltır.

Bir çekim sigara dumanı ortalama 40 cc dir. Normal şartlarda soluk havası ise 500 cc olduğuna göre, sigaradan her çekişte 40 cc duman solunum havasının yerini alıyor demektir. Yani sonuç olarak solunum havasına karışan sigara dumanı kapladığı hacim kadar dumanın ihtiva ettiği oksijenin eksilmesine neden olur.

Her sigaradan 0.03 mg kadar katran oluşmaktadır. Bu hal, günde bir paket sigara içen bir kimsenin solunum yollarına küçümsenmeyecek miktarda katranın girdiğini anlatır. Örneğin, tütün dumanı akciğerlere çekildikten sonra 5 saniye akciğerlerde tutulursa ihtiva ettiği partikülerin % 82 isi, 30 saniye tutulursa % 97 si akciğerlerde kalır.

Sigara dumanında buluna fenol ve yağ asitlerinin Co- kanserojen özelliği vardır. Keza dumandaki aldehitler, fenoller, yağ asitleri solunum yolu epitelini tahriş ederek, zedeleyerek dumanın içindeki kanser yapan maddelerin etkili olmasına fırsat verdiklerinden ötürü kanserojen adını alırlar.

Burada şunu açıklamakta fayda vardır. Sigara dumanında bulunan ve kanser meydana getiren maddeler tütünde yoktur. Bunlar ancak tütünün yanmasından meydana gelmekte ve dumanına karışmaktadır.

Sigara içenlerde akciğer kanseri, pipo veya puro içenlere oranla 3 kat daha fazla görülmektedir. Bunun sebebi ise, pipo ve puro dumanın sigara dumanı gibi bolca solunmayışıdır.

Sigara dumanı direkt olarak gözleri de tahriş eder. Bunun sonucu olarak gözlerde sızlanma, yaşarma ve kanlanma olur. Göz kapaklarının iç yüzey zarının ve kapak kenarları, kirpik diplerinin iltihabı görülebilir. Keza, sigara dumanın içilmesiyle içindeki maddelerin kana karışmasından dolayı bir çok göz rahatsızlıkları meydana gelebilir. Bunlar arasında, görme ve adaptasyon bozukluklar, retinanın kılcal damarları ve görme siniri hastalıkları öncelikle sayılabilir.

Tütündeki nikotin toksik etkisini sinir sisteminin gangliydn (düğüm) hücreleri üzerinde gösterir. Özellikle bu gangliyonlardan uyarının geçişini köstekler. Eğer nikotin küçük dozlarda ise gangliondan sonraki sinir lifleri uyarılır. Fakat yüksekçe dozda nikotin bunları uyuşturur, daha fazla ise felç eder.

Örneğin; az miktarda nikotin başlıca vagus siniri merkezini, kusma merkezini, sempatik ganglionları uyarır. Solunum hızlanır, tükürük salgısı çoğalır, mide ve bağırsak hareketleri artar, bulantılar başlar, terleme kısa süre için çoğalır, kalp yavaşlar. Fazla miktarda nikotin yukarıda sayılan merkezleri ve sinirleri felç eder. Solunum sayısı azalır, kalp hızlanır, tükürük ve ter salgıları durur.

Çoğu sigara içenlerde el ve ayakların soğuk olması, tansiyonun yükselebilmesi, bazal metabolizmanın artması nedeniyle zayıflama, nikotinin sinirler üzerindeki tesirini belirten sonuçlardır.

Sigaranın hafıza üzerinde menfi etkisi vardır. Az miktarda tütün içtikten sonra bazı kimselerde geçici bir canlılık görülebilir. Sigara dumanı bu kişilerde ilk aşamada sinir sistemi üzerine uyarıcı ve güç verici bir etki yapar. Zihin açılır. Haz duyulur. Geçici olan ve çok kısa süren bu durumdan sonra sinir sistemi çabucak zayıflar, güçsüz düşer, fonksiyonları yavaşlar.

İçerdiği maddeleriyle tütün dumanının sebep olduğu hastalıkların evveline daha üregenital sistemi hastalıklarını, kadın, hamilelik ve cinsel hayat etkilerini ilave etmek mümkündür. O halde bu birçok hastalıkların meydana gelmesinde tütünün suçlandığı hastalıklar sigara içicilerinde ölüm riskini şüphesiz artıracaktır.

Buraya dek tütün dumanının terkibinde nikotin ve sigara dumanın insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bazı açıklamalar yaptık. Şimdi insan sağlığına zararlı olan bu maddeler çizelgeler halinde toplu bir bakış yapalım. Bu arada sigaralık tütünlerin kimyasal bileşimi, duman kondensatları hakkında da çizelgeler verilmiştir.

Aşağıda sunduğumuz çizelgelerden 3'te tütün dumanında bulunan toksik maddeler gösterilmiş olup etkinliklerine göre tümör başlatıcılar (Tİ), kanser oluşumunu etkileyenler (CoC) , doğrudan kanser yapanlar ( C ) ve toksik olmak üzere rumuzlandırılarak gruplandırılmıştır. Dumanın buhar fazında en çok bulunan toksik maddeler çizelge 4 de sigaradaki konsantrasyonları ile birlikte gösterilmiştir.

Türk tütünlerinin dumanlarında bulunan nikotin ve kondensat dışındaki diğer zararlı maddelerin miktarları ilk kez Hafman ve arkadaşları (1967) tarafından araştırılmış ve çizelge 6 ile 7 de verilen sonuçlar elde edilmiştir.

Bu çalışmaya göre Türk tütün çeşitlerinden yapılan sigaraların 100 gramının dumanında bulunan kondensat ve nikotin ile birlikte, benzo (a) piren, fenol,asetilen ve akrolein gibi bileşiklerin miktarı Amerikan tipi sigaralara oranla oldukça yüksektir. Bu itibarla yapılacak çalışmalarla tütün ve sigaralarımızın bileşimlerini detaylı olarak açıklığa kavuşturulması gerekir.

Çizelge 1:

Sigaralık tütünlerin kimyasal bileşimi  

 

Şark tipi (*)

Flue-Cured

Burley

Maryland

Toplam uçucu bazlar (amonyak olarak)

0.289

0.282

0.621

0.366

Nikotin

1.05

1.93

2.91

1.27

Amonyak

0.105

0.119

0.159

0.130

Glutamin (NH3 olarak)

0.020

0.033

0.035

0.041

Asparagin " " "

0.058

0.25

0.111

0.016

Amino - N

0.117

0.665

0.203

0.075

Protein - N

1.19

0.91

1.77

1.61

Nitrat -NO3

Trace

Trace

1.70

0.087

Toplam n (nh3 olarak)

2.65

1.97

3.96

2.80

Ph

4.90

5.45

5.80

6.60

Toplam uçucu asitler

0.194

0.153

0.105

0.090

Formik asit

0.079

0.59

0.27

0.022

Malik asit

3.87

2.83

6.75

2.43

Sitrik asit

1.03

0.78

8.22

2.98

Okzalik asit

3.16

0.81

3.04

2.79

Uçucu yağlar

0.248

0.148

0.141

0.140

Alkolde çözünen reçineler

11.28

9.08

9.27

8.94

İndirgen şekerler

12.39

22.09

0.21

0.21

Pektin

6.77

6.19

9.91

12.14

Ham lif

6.63

7.88

9.29

21.79

Kül

14.78

10.81

24.53

21.98

Kalsiyum

4.22

2.22

8.01

4.79

Potasyum

2.33

2.49

5.22

4.40

Magnezyum

0.69

0.36

1.29

1.03

Klor

0.69

0.84

0.91

0.26

Fosfor

0.47

0.51

0.57

0.53

Kükürt

1.40

1.23

1.98

3.24

Kül kaleviliği (**)

2.25

1.59

36.20

36.90

 

(*) Makedonya, İzmir ve Samsun karışımı

(**) 100 gr tütün için sarf edilen 0.1 N asit miktarı