TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

YAPRAK TÜTÜN MANİPÜLASYONU

YAPRAK TÜTÜN MANİPULÂSYONUNUN TANIMI VE ÖNEMİ

A-YAPRAK TÜTÜN İŞLEMESİNİN TANIMI :

Tütünler sigara haline dönüşünceye kadar bir çok dönemlerden geçer. İşte bu dönemlerden bir tanesi de yaprak tütünlerin manipulâsyon dönemidir.

Manipulâtion Fransızca bir kelime olup, EL İŞLETMESİ anlamına gelmektedir. Gerçekten bu gün bile işletmelerin çoğu makine tesisatları ile donatılmış olsa bile yaprak tütün işlemesi ülkemizde tamamen FABRİCATİON niteliğinde olmayıp,büyük ölçüde “teknik imkansızlıklar nedeniyle” el emeğine dayanan bir işlevdir. Teknolojik gelişmeler uygulama alanına aktarıldıkça ve maliyeti düşürme eğilimleri gün geçtikçe yoğunlaşmasına devam ettiği sürece “ki bunun devam etmesi kaçınılmazdır.” Yaprak tütün işlemesinin giderek hızla MANİPULÂTİON NİTELİĞİNDEN uzaklaşarak FABRİCATİON haline dönmesi doğaldır. Bu dönüşüm sürecine tütünlerin tavlandırılması, yaprak açılması ve denkleme ile ilgili tesisatların yaprak tütün işlemesinde kullanılmaya başlamasıyla geçilmiştir. Diğer tütüncü ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bu Böyle olmuştur.

Bu gün için ülkemizde üretilen tütünlerin %65 den fazlası makine ile manipule edilmektedir. Bu oran yapılan yatırımlar sonucu gün geçtikçe büyümekte olup, yakın bir gelecekte ülkemizde de üretilen tütünlerin yüzde yüzüne yakın bir kısmının makine ile işlenebileceği söylenebilir.

Yaprak boyutu sebebiyle makinalı imalatının sakıncalarının olduğu Semi Oriental tütünler ise Damar Çekme işlemi ile makinalı imalata tabi tutulacaktır.

Yaprak tütün işlemesinin makinalı hale dönüşmesini zorlayan sebeplerden en önemlisi mali sorunlardır. Diğer önemli neden ise tütün endüstrisinin ihtiyacı olan işlenmiş yaprak tütünün zamanında karşılanabilmesidir. Türkiye’de manipulâsyon iki kademede olmaktadır.

  1. Kurutulmuş tütünlerin satıma hazır hale getirilmesi amacıyla ekiciler tarafından yapılan manipulâsyon;
  2. Ekiciden satın alınan yaprak tütünlerin, tütün endüstrisinin ihtiyacına cevap verebilecek nitelikleri taşımaması sebebiyle tütün endüstrisinin bu ihtiyacını karşılayabilmek için tütünlerin alıcılar tarafından yeniden işlenmesi suretiyle manipulâsyon .

Ekiciler tarafından yapılan işleme ileride değinileceği üzere çeşitli nedenlerle gerçek anlamda bir yaprak tütün işlemesi olmayıp; amacı çok sınırlı ilkel bir tasnif ve denkleme işlerinden ibarettir.

Yukarıdaki açıklamalardan sonra yaprak tütün işlemesini yada tütün manipulâsyonu deyimleri ile nitelendirdiğimiz işlevleri özetle şöyle tanımlayabiliriz.

Ekiciler elinde kaba bir tasniften sonra denklenmiş olan yaprak tütünlerin alıcılar tarafından partiler halinde belirli amaçlara göre yeniden bir tasnife tabii tutulması, denklenmesi, ambalajlanması ve markalanmasına yaprak tütün işlemesi ya da manıpulasyonu denir .

Buradaki belirli amaç tanımıyla aşağıdaki hususlar anlatılmak istenmektedir, Paçal halinde işlenen menşeilerin oluşturduğu işleme partisindeki her menşein oranın ,üretildikleri miktar kadar olmayıp alıcının talep ettiği oranlar kadar olmasıdır. Bunlar özel durumlardır. Diğer zamanlarda bu oranlar menşeilerin üretim miktarları paralelinde oluşur.

İleride geniş olarak bahsedilecek olan tütünlerde tasnif şekli, tütün endüstrisinin ihtiyacına; diğer bir değişle alıcıların taleplerine cevap verebilecek tarzlarda ve ölçülerde olmalıdır. Bunun dışında tasnif edilen tütünlerden aynı harmanı yapmak için yararlanmaya kalkılırsa o harmanın ve kimyasal yapısı değiştiği için elde edilecek sigaranın da fiziksel ve kimyasal yapısı değişecektir.

Tütünlerin fiziksel ve kimyasal yapıları itibariyle birbirinden farklı oluşları ve değişik yapıdaki tütünlerin basınçlara dayanıklılık güçlerinde aynı olamayacağından tütünlerin kalitelerini muhafaza edilmesi veya ileriye gitmesi için alınacak bakım tedbirlerin değişik olacaktır.

Bir menşein manipulâsyonu ile ilgili yasal belgelerde belirtilen denkleme tarzı ile denklerin ağırlığı ve boyutlarına bağlı kalarak tütünleri işlemek en doğru yol olmalıdır. Bu yasal belgeleri hazırlarken tütünlerin fiziksel ve kimyasal yapıları esas alınmalıdır. Dış alıcıların talepleri genellikle iç üretim tarzlarına uyarak, bazen dış alıcıların taleplerin çeşitli nedenlerle iç üretim tarzlarına uymayabilir. Eğer manipulâsyoncu böyle talepleri nazari dikkate almazsa, dış alıcının ihtiyacını karşılayamamış, dolayısıyla sonuçta kendi tütünlerinin satış şansını azaltmış olur. Stok miktarı çok olan ülkeler için bu durum çok önemlidir.

B - YAPRAK TÜTÜN İŞLEMESİNİN ÖNEMİ :

Bir tütün bitkisini incelediğimiz zaman bitkinin sak ve yapraklarından ibaret olduğunu görürüz. Yaprakların sakın muayyen yerlerinde bulunduğunu ve hepsinin de aynı büyüklükte ve kalitede olmadığını görürüz. Aynı bitki üzerinde bulunan yaprakların dahi aynı kalitede olmadığı, olamadığı gerçeğinden hareketle yetiştiği ortamın iklim ile toprağın fiziksel ve kimyasal yapıları değiştiği oranda aynı menşei tütünlerin değişik kalitelerde olması gayet doğal bir olay sayılmalıdır. İşte değişik kalitelerde ki yaprakların aynı kalitede olanlarının bir araya toplanması bundan sonraki yapılacak işlemlerin sağlıklı olması bakımından zorunludur. Değişik kalitede bulunan ve değişik ortam ve yerlerde yetişen yaprak tütünlerin benzer kalitede olanlarını bir araya toplayarak denkleyebilmek yaprak tütün manipulâsyonu ile mümkün olabilmektedir.

Yaprak tütünler manipulâsyonları sonucu kalitelerine göre “nevilere”ayrılmaktadır. Aynı menşeiden olmasına rağmen değişik nevilerdeki yaprak tütünlerin değişik ticari değerlerde olması doğaldır. Bir menşein ticari değerinin saptanması o menşein özellikleri itibarıyla tütün endüstrisindeki yerine göre oluştuğu gibi aynı menşei değişik kalitedeki yapraklarına (nev’ine) göre de belirlenmesi gerekir. Her menşe tütünün özellikleri itibariyle sigara harmanlarındaki rolleri değişik olduğuna göre, nitelikleri itibariyle endüstri değerleri ve buna paralel olarak ticari değerlerinin farklı olması doğal sayılmalıdır. Ayrıca aynı menşein değişik nevilerinin de değişik ticari değerler taşıması kadar normal bir şey olamaz. İşte bunların oluşması tütünlerin işlenmesi ile mümkün olabilmektedir.

Yaprak tütünlerin kalitelerinin muhafaza edilmesi ile iyileştirilmesi için tütünler, tütün endüstrisinde kullanılmadan önce bakıma tabi tutulurlar. Bu arada yaprak tütünler suni veya tabi fermantasyona tabi tutularak fermantasyonlarını geçirmeleri temin edilir. İşte tütünler fermantasyonlarını iyi bir şekilde geçirebilmeleri ve gerekli teknik bakımlarının yapılabilmesi için nevilerine göre ayrılarak denklenmesi gerekmektedir. Denk haline getirilemeyen tütünlere sağlıklı bakım tedbirleri uygulanamadığı gibi fermantasyonlarını da yine sağlıklı olarak geçiremezler. Bunun sonucu olarak denk haline getirilemeyen tütünlerin bakımları çok zor olacağından işçilik masraflarını arttırır. Tütünlerin teknik bakımları tekniğine uygun olarak yapılmayacağı için tütünler küflenecek hatta bir kısmı çürüyecektir. Yaprak tütünlerin mevcut kaliteleri iyiye götüremeyeceği gibi muhafaza dahi edilemeyerek kalitelerinde gerilemeler görülecektir. İşte tütünler işlenmek suretiyle kalitelerine göre ayrılıp denklenmesi sonucu iyi bir fermantasyon geçirir. Ayrıca tütünlerin gerekli teknik bakımlarının yapılması da kolay olacak, dolayısıyla işçilik maliyeti azalacağı gibi tütünlerin kaliteleri de yükselecektir.

Tütünlerin ihtiyaç merkezlerine taşınmaları zorunlu olduğuna göre, ya bu ihtiyacı karşılamayacak veya karşılayabilmesi için yaprak tütünler denk haline getirilmelidir. Yaprak tütünlerin ihtiyaç merkezlerine en az zayiatla, en ucuz işçilik ve nakliye masrafı ile sağlıklı bir şekilde sevk edilebilmesi için mutlak suretle işlenerek denklenmesi gerekir.

Yaprak tütünlerde sağlıklı bir muayene ancak denk haline getirilmiş tütünlerde yapılabilir. Manipulâsyon önceki tütünler denk halinde olamayacaklarından ekspertizlerinin sağlıklı bir şeklide yapılması hemen hemen imkânsızdır. Sağlıklı ekspertizi yapılmayan tütünlerin gerçek ticari değerleri saptanamayacağına göre tütün ticaretindeki tütünlerin gerçek değerleri iyi bir muayenesi yapılmadığı için saptanamamış olacaktır.

Bunun sonucu olarak yaprak tütünler gerçek değerleri ile işlem göremeyeceğinden alıcı ve satıcı arasında bir dizi sürtüşmelere sebep olacaktır.

Yaprak tütünlerde sağlıklı bir ekspertizin yapılarak, gerçek değerleri ile işlem görmesi ve alıcı ve satıcı arasındaki sürtüşmeleri ortadan tamamen kaldırabilmek için tütünlerin işlenmesi ve “denklenmesi” zorunluğu vardır.

Değişik tav oranlarını ihtiva eden tütünlere aynı yerde ve aynı teknik bakım şartları ile muhafaza etmek tütün tekniği açısından çok sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Tavlı tütünlere tatbik edilen bakım tedbirleri ile tavsız tütünlere ve normal tavlı tütünlere uygulanan bakım tedbirleri değişiktir. İşte aynı bakım tedbirlerini bütün tütünlere uygulayabilmek için tütünlerin tavlarını standart hale getirmek gerekecektir. Yaprak tütünleri manipule edebilmek için normal tava getirme zorunluluğu olduğuna göre işlemeden çıkan tütünlerin hepsi aynı tavda olacaklardır.

İşlenmiş tütünlerin tavları aynı olduğu için uygulanacak bakım tedbirleri de aynı olacak, dolayısıyla bakımdan beklenen sonuçlar elde edilebilecek ve bakım işçilik masrafları da yine tütün manipulâsyonu suretiyle azalmış olacaktır.

Aynı menşein aynı nevilerinden oluşan yaprakların, nitelikleri yönünden de birbirinden farklı olmaması gerekir. İşte bu yeknesaklık tütün manipulâsyonu ile mümkün olabilir. Değişik yerlerde üretilen aynı menşeili tütünler genellikle bir işleme merkezinde manipule edildiğine göre aynı menşein dahilinde de bir paçal yapılması sağlanmaktadır.

Devrelerinde tütün tekniğine uygun ve sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için tütünlerin mutlak suretle işlenmeleri gerekir. Bunun belirtmekle yaprak tütün manipulâsyonunun ne kadar çok önemli olduğunu sanırım daha iyi belirlemiş oluruz.

YAPRAK TÜTÜN İŞLEMESİNİN TARİHÇESİ

Yaklaşık olarak ülkemizde 400 yıldır üretimi yapılan tütünün yine aynı süre içerisinde işlemesini çok ilkel de olsa yapıldığı kesin olarak söylenebilir.

Ayrıca Ülkemizde sigara fabrikalarının kurulmasını müteakip (1883-1884) çeşitli karakterde üretimi sağlayabilmek amacıyla ekiciden satın alınan tütünler alıcılar tarafından yeniden işlemeye tabii tutulmuşlardır. Aksi halde değişik içim karakterlerinde sigara yapabilme imkanı elde edilmezdi.

Bu nedenle denilebilir ki ülkemizde sigara fabrikalarının faaliyeti ile birlikte belirli standardizasyonları olmamakta beraber alıcı işlemesi yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında yapılan gerek ekici işlemesi, gerekse alıcı işlemesi ile ilgili, işlemenin standartlarını belirleyen yasal belgeler Cumhuriyet dönemine maalesef yukarıda belirlendiği gibi intikal etmediği için bu konuda kesin sonuçlara verebilmek mümkün olamamaktadır.

Reji zamanında, memleket tütüncülüğü bir gerileme devresi geçirmiştir. Tütün ekicileri haksızlık maruz kalmış, tütün ziraatı ihmale uğrayarak tütün ticaretimiz hemen hemen durmuştur.

Cumhuriyet döneminde tütünle ilgili günün koşullarına uygun ilk yasal düzenleme 1930 yılında yapılmıştır. 28 Haziran 1930 yılında kabul edilerek yayımlanan 1701 sayılı TÜTÜN İNHİSARI KANUNU ile tütün işlenmesi daha düzenli hale getirilmek istenmiştir.

1701 sayılı TÜTÜN İNSARI KANUNU geçerliliğini 1938 yılına kadar devem ettirebilmiş bu tarihten sonra günün şartlarına cevap vermediği için değiştirilerek yerine günün koşullarına uygun ekici ve alıcı işletmeleri ile hükümler getiren 10.06.1938 tarihinde kabul edilen.

3437 sayılı yasanın, ekici işlemesi ile ilgili getirdiği en önemli husus yayın tarihinden sonra geçecek üç yıl içinde tüm bölgelerimizde üretilen tütünlerin ekicilerle alıcılar yararına uygun biçimde, işleme usullerinin incelenmesini ve bu inceleme sonuçlarına göre bir tüzük hazırlanmasını ön görmüştür.

Ekiciden satın alınan tütünlerin alıcılar tarafından yeniden işlenmesi yani gerçek anlamda tütünleri manipulâsyona tabi tutulması ülkemizde ilk defa 3437 sayılı TÜTÜN ve TÜTÜN İNHİSARI KANUNU ile zorunlu kılınmış ve bu konuda getirilen yeni hükümlerle gelecekteki önemli gelişmelere imkan sağlamıştır.

1938 yılında kabul edilen ekici ve alıcı işlemeleri için ayrıntılı hükümler getiren 3437 sayılı TÜTÜN VE TÜTÜN TEKELİ KANUNU Türk tütüncülüğüne yaklaşık olarak 31 yıl yön vermiştir. Adı geçen yasanın tütün manipulâsyonu ile ilgili en önemli hükümlerinden biride alıcı işlemesinde olabilecek imalat firelerinin saptamasıdır.

Halen yürürlükte bulunan ve 9 mayıs 1969 yılında kabul edilen Cumhuriyet Türkiye’sinin, tütüncülük konusunda 3. Yasası olan 1177 sayılı TÜTÜN VE TÜTÜN TEKELİ KANUNU ile bu konunun uygulanmasına ilişkin hükümleri içeren TÜTÜN VE TÜTÜN TEKELİ TÜZÜĞÜNDE; Ekici tütünlerinin menşeleri itibariyle denkleme tarzları, ambalajlanması ve bunların şirketlerinde olabilecek toleransları ile ilgili hükümler yanında yaprak tütünlerin alıcılar tarafından yeniden işlenmesiyle ilgili çok ayrıntılı esaslar yer almıştır. Bu yasa ile alıcı işlemesinde ülkemiz tütünlerinin istisnalar dışında,

Türk Standartları Enstitüsü tarafından saptanacak Türk Standardına göre manipulâsyonun ilkelerini değiştirme imkanı sağlanmıştır.

Türk Standartları Enstitüsü tarafından 1971 tarihinde kabul edilerek yayınlanan TÜRK TÜTÜNLERİ STANDARDI’nda, iç tüketimde kullanılmak yada ihraç edilmek üzere işlenen tütünlerimizin tarifi, sınıflandırılması ve bu sınıfların özellikleri, işleme şekilleri, muayene ( Ekspertiz) ve deneyleri, piyasaya arz şekli ve denkleme esasları ayrıntılı olarak yer almıştır.

EKİCİ YAPRAK TÜTÜN MANİPULASYONU

Tütünler manipulâsyon öncesi ekiciler elinde henüz kurutulmuş diziler ve ya demetler halindedirler. İlk aşamada gerek tütün tekniği açısından

Manipulâsyondan sonra tütünlere uygulanacak işlemlerin sağlıklı işlemlerin sağlıklı olması, gerekse tütünleri satışa hazır hale getirebilmek için (Ülkemizde denk haline getirilmeyen tütünlerin satışı kanunen yasaklanmıştır.) Ekiciler tarafından işlenmesi gerekir.

Ekiciler tarafından gerçekleştirilen tütün manipulasyonu 4 safhada gerçekleşmektedir.

  • İşlemeye hazırlık safhası,
  • Yaprak tütünlerin tavlandırılması safhası,
  • Yaprak tütünlerin kalitelerine göre tasnifi safhası,
  • Yaprak tütünlerin denklenmesi ve ambalajlanması safhası

1) İŞLEMEYE HAZIRLIK SAFHASI

Tütünlerin tavlandırılmasını sağlayan tavlama yerleri hazır getirilmeli; Denk yapılmadan önce tütünler istif (Kürsü), tekerlek tabi edilen bir ameliyeye tabi tutulmalı; bunların yapılacağı oda ve ya salonlar hazırlanıp gerekli temizlikleri yapılmalıdır. Denklerin yapımında kullanılacak denk sandıkları, sargı gereçleri pulvarizatör makas ve denkleri presleyecek mengene veya cırgana gibi araç ve gereçler yeniden gözden geçirilerek eksikleri tamamlanmalıdır.

2)YAPRAK TÜTÜNLERİN TAVLANDIRILMASI SAFHASI

Tütünlerin bünyelerinde ihtiva ettiği su miktarlarına tav denir. Tütünlerde teknolojik gelişmelerin vukua gelebilmesi, her teknolojik olay ve işlem için en müsait tav durumun varlığı ile mümkün olabilmektedir.

Manipulasyon esnasında yaprak tütünler % 14-16 arasında tav ihtiva etmelidir. Rutubeti (tavı) normalin altında olan yaprak tütünler işlemeye tabi tutulduklarında, elâstikiyetleri az olduğundan dolayı kırılırlar. Toz ve kırık haline gelen tütünlerden, harmancılıkta önemli olan saçaklılık elde edilmediği için ticari değerleri de sağlam yapraklara göre çok düşük olur. Ayrıca kuru yapraklardan düzgün bir denk yapmak mümkün olmaz.

Belirli ağırlıklarda yapılan denklerin kuruluğundan dolayı hacimsel genişlikleri daha fazla olacağı için standart ölçüdeki ambalaj gereçleri ile ambarlayabilmek çok güçleşebilir. Hatta imkansız hale gelir.

Manipulâsyonlarda tütünlerin tavı normalin üzerinde ise yapraklar birbirine yapışık olduğundan denk halindeki tütün yaprakları arasına hava çok az veya hiç giremeyecektir. Bu durumda tütünlerde küflenmeler başlayacak, tedbir alınmazsa veya almakta geç kalınırsa küflenmeye müteakip tütünler çürür. Çürümüş haldeki yaprak tütünler tütün endüstrisinde kullanılmadığı için ticari değerleri sıfırdır. Tavlı tütünlerin bakımı güç olduğu için fazla emek sarf edilecek bunun sonucu da işçilik maliyeti yükselmiş olacaktır. Sonuç olarak diyebiliriz ki tütünler; işleme tabi tutulmadan önce mutlak surette işleme için gerekli olan oranlarda tav ihtiva etmesi temin edilmelidir. Normal tavda olmayan hiç bir yaprak tütün işlenmemelidir.

Aksi halde işlemeden beklenen faydadan çok zarara sebep olmuş olacaktır.

Yaprak tütünler ekiciler elinde çok çeşitli yöntemlerle tavlandırılmakla beraber en yaygın olanları şu şekilde belirtebiliriz.

a) KUYULARDA TAVLAMA :

Adından da anlaşılacağı üzere tütünler, bu iş için özel olarak hazırlanmış özel kuyularda tavlandırılmaktadır. Kuyunun açıldığı yerin toprağı kolayca tav alıp kuruyan (kumlu toprak) cinsinden olmamalıdır. Tav uzun süre muhafaza edebilen (killi toprak) topraklardan olmalıdır.

Kuyularda tütünlerin tavlandırılmasında dikkat edilecek huususların başında kuyuya tavlandırılmak üzere konan tütünlerin nitelikleri mümkün olduğu kadar aynı olmalıdır. Kuyunun bir tarafına alt eller, diğer yanına ana eller ve uç eller konulursa bir mütecanislik sağlanamaz. Bazı tütünler çok tavlanmış, bazı tütünler normal tava gelmiş bazıları ise kuru kalmış olabilir.

Önceleri ülkemizde Karadeniz, Marmara tütünlerinin bir kısmı ile Doğu bölgesinde yetişen tütünlerin bir kısmı bu şekilde tavlandırılmakta iken günümüzde bu yöntem, hiç kullanılmaktadır.

b) İSTİFTE TAVLAMA : 

Tütünlerin yaprak ayasının zeminine paralel vaziyette geliş tarzına istif denilmektedir. Ege Bölgesinin tamamı ile Marmara ve Doğu Bölgesinde kısmen bu usul tatbik edilir. Tütünlerin tavlandırılacağı odalar temizlenip hazırlandıktan sonra zemine temiz, rutubetlendirilmiş kanaviçeler serilir.

Bu kanaviçelerin üzerine istif vaziyetinde tütün dizileri dizilir.

Her istif sırasından sonra tütünlerin muhafaza ettiği tav durumlarına göre pulvarizatörle tütünler üzerine su püskürtülür. Bu işlem iki aşamada yapılabilir. Önce hafif bir tav suyu püskürtülerek tütünlerin tav kabiliyeti tespit edilir. İkinci tav suyu ile de tütünler tavlandırılmış olurlar. Bu tarz biraz daha masraflıdır. Fakat daha sağlıklıdır.

İstif sıraları birbirini takip ederek belirli yüksekliklere geldikten sonra (takriben 100-120 cm) istifin üzerine en altta olduğu gibi rutubetlendirilmiş temiz kanaviçe konur. İstifin yan duvarları da yine temiz kanaviçe veya bezle çevrilmelidir. Tütünlerin bu vaziyette kalma süreleri, Tütünlerin tavlamadan önceki ihtiva ettiği tav oranlarına tütünlerin özelliklerine, tütünlere püskürtülen su miktarları ile bu ameliyenin yapıldığı kapalı yerdeki nispi rutubetin miktarına göre değişir. Bu süre yaklaşık olarak 3-5 gün olarak belirlenebilir.

Ekicinin ürettiği tütün miktarları, azlığı nedeniyle birden fazla istif yapmaya müsait değilse istifin en altına uç eller onun üzerine ana ellerin üste de alt eller konulmalıdır. Denk yapılırken ilk önce istifin üzerindeki yapraklardan başlanır. İstifin altındaki tütünler ise en son denk yapılır. Böylece uç ellerden başlamak üzere aşağıya doğru uzanan ellerin alt ellere göre istifte daha çok kalması sağlanmış olur. Bu fazla kalma işi de aşağı yukarı istifte bulunan değişik el guruplarındaki tütünlerin aynı tav oranına gelmesine sağlamış olur. Zira alt eller üst ellere göre daha kısa sürede tavını alırlar ve aynı kısa sürede tavını kaybederler.

c) BUHARLA TAVLAMA : 

Buharla tütünlerin tavlandırılabilmesi için, bu iş için özel olarak hazırlanmış oda veya hücreler yapılması gerekir. Bu oda veya hücreler dış etkenlerden tamamen tecrit edilmiş olmalıdır. Dışarıdaki hava şartlarından hiç etkilenmemelidir.

TAVLAMADA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR : 

Sağlıklı bir tavlama yaparak, tavlamadan beklenen faydaları sağlayabilmek için tavlama ile ilgili bazı hususlarda hassas davranılmalıdır. Bunlar:

Hava durumu,

Ellerin durumu,  

  • Tütünlerin yetiştirme şekilleri, 
  • Tütünlerin yetiştirildiği arazi durumu, 
  • Tütünlerin kurutma durumları, 
  • Hastalıklı tütünlerin durumu : Mavi küf, külleme, thrips gibi hastalık ve haşere tahribatına uğramış tütünlere normal tütünlerden daha çok tav verilmelidir. Bu vaziyetteki yaprak tütünlerin tav alma kabiliyetleri çok zayıftır. Ancak çok tav suyu vermek suretiyle tavlandırılabilmektedir. 

3- YAPRAK TÜTÜNLERİN KALİTELERİNE GÖRE TEFRİKİ :  

Ekici tütün işlemesinde üçüncü aşama kurutulmuş ve tavlandırılmış dizi halindeki yaprak tütünlerin kalitelerine göre tefrik edilmesidir.

İplerde dizi halinde bulunan aynı kalitedeki yaprak tütünler aynı şartlarda kurutuldukları için genellikle bir dizideki tütünlerin hepsi aynı kalitede olurlar. Değişik kalitelerde bulunan tütün dizileri kalitelerine göre tefrik edilmelidir. Kalitelerine göre tefrik edilen diziler içerisinde bulunabilecek arızalı ve hastalıklı yapraklar temizlenir. Bu ameliyeye halk arasında tırnaklama denir.

Tefrik edilen tütün dizileri denk haline getirilmeden önce tütün yapraklarının kıvrıklarının iyice açılabilmesi için istif edilirler. İstif yapabilmek için zemine kanaviçe veya hasır serilerek üzerine tütün dizileri konur. Yaklaşık on dizi yan yana ve birbiri üzerine kısmen bindirilerek serilmek suretiyle istifin birinci sırası tamamlanır. Dizi halinde denklenen tütünler bu şekilde yani istif edilirler. İkinci sırada zenepten birinci sıranın tersi istikametine gelecek şekilde dizilirler. Bir istifte yaklaşık olarak 70 - 80 hevenklik tütün bulunur.

Dizi halinde denk sandığına konmayan tütünlerde ise tavlanan diziler, önce tırnak denilen ameliyeye tabi tutularak hastalıklı ve arızalı yapraklar temizlendikten sonra dizilerdeki yapraklar temiz bir zemin üzerine sıyırılır. Sonra büyüklük ve kalitede 10 - 20 yaprağın “zenep ve uçları aynı istikamette olması koşulu ile” üst üste getirilmesi suretiyle pastal veya demet yapılır. Yapılan bu demetler Rumeli kârı denk yapımında kullanılması eskiden kalma yanlış bir alışkanlıkla PASTAL adını alır. İskenderiye denk yapımında kullanılırsa DEMET adını alır. Pastallar zeneplerinden bağlı da olabilir. Bağlama ipi olarak genellikle saz kullanılır. Bu durum hem tütünün kalitesini düşürür hem de alım ve satımlarda sazlarda tütün gibi işlem görür. Bu işlem başıbağlı tütünlerde olur. Yapılan bu pastallar denklenmeden önce ihtiva ettikleri tav durumlarına göre ya istif haline getirirler. Fazla tav ihtiva eden tütünler tekerlek haline getirilerek fazla tavı attırılır.

İstifte tavlama usûlü ile tavlandırılan tütünler (Ege bölgesi tütünleri) tavlandırılırken istif haline getirilmiş oldukları için sonra tekrar ikinci defa istif veya tekerlek haline getirilmezler.

Pastallar istif veya tekerlek halinde 2-5 gün bekledikten sonra makipulâsyonun son aşaması olan denkleme işlemi yapılır.

4-YAPRAK TÜTÜNLERİN DENKLENMESİ VE AMBALAJLANMASI :

Aynı kalite niteliklerini gösteren yaprak tütünlerin, menşei özelliklerine göre saptanmış olan belirli tip özelliklerindeki denk sandıklarının tekniğine uygun biçimde yığılmasına, preslenmesine ve ambalajlanmasına denkleme, meydana gelen şekle denk denir. Günümüz Türkiye’sindeki ekici denklemesi üç tarzda yapılmaktadır.

  • Rumeli tarzı denkleme,
  • İskenderiye tarzı denkleme,
  • Büyük tonga(Kalıp tarzı) denkleme,

1-) RUMELİ TARZI DENKLEME: 

Rumeli tarzı denkler, Rumeli Kârı denk sandıklarında yapılır. Denk sandıkları 60 cm boyunda 50 cm eninde ve 80 - 100 derinliğindedir. Denk sandıklarının eni tütünlerin boyutlarına göre hareket halindeki bir bölme tahtası ile ayarlanabilmektedir. Menşein özelliklerine ve denkleme tarzına göre aynı kalitede olan ve tavlandırılmış vaziyetteki yaprak tütünler denk sandığına ya dizi halinde yada demet veya pastal halinde yığılırlar.

Ülkemizde Karadeniz Bölgesinde Samsun ve oymakları (Maden, Canik, Evkaf, Vezirköprü, Çarşamba,Alaçam,Sinop ve Gerze) ile Bafra tütünleri dizi halinde denk sandığına yığılırlar. Marmara Bölgesi tütünleri ise Düzce ve Hendek menşei tütünler hariç diğer menşei tütünler sıra pastal halinde Rumeli kârı denk sandığına yığılırlar.

Rumelikarı denk yapabilmek için önce denk sandığı kurulur. Denk sandığının eni tütünlerin boyutuna göre, hareket halindeki bölme yardımı ile ayarlanır. Sandığın alt kısmına tütün yaprağının boyutuna göre kesilmiş 15-50 cm. eninde 200 cm. boyundaki temiz kanaviçe serilir. Denk sandığını boyu uzunluğundan fazlası kanaviçeler dengin arka tarafına katlanarak konur. Tavlandırılmış ve tefrik edilmiş tütün dizileri safhaları dışa gelecek şekilde sağlı ve sollu olarak tek sıralar halinde dizilirler. İki kenar sıra arasına hiç bir zaman orta sıra konulmaz. Dizme işine denkler yaklaşık olarak 18-20 kg. oluncaya kadar devam edilir. Gerektiği zaman dizilerin üzerinden kapakla bastırılmak suretiyle yükseklik alçaltılmaya çalışılır. Yığma işi bittikten sonra denk sandığının alt arka kısmına katlanmış olarak duran kanaviçe, dengin arkasından ve üstünden geçirilerek göğüs kısmından diğer ucu ile kalın kınnap verilen dikiş ipi ile dikilir. Ayrıca dengin sağ ve sol aynalarında dikiş ipi ile dikilerek dengin dağılması önlenir. Yapılan dengin ağırlığı tütünlerin boyutlarına göre değişir. Genellikle 15 ile 25 kg. arasında değişmektedir.

Pastal yapılarak tütünlerin denk sandığına yayılma içinde de aynı yol takip edilir. Tek fark birisinde tütünler dizi halinde denk sandığına yığılır.

Diğerinde ise tütünler sıra pastallar halinde denk sandığına yığılırlar. Pastallar halindeki tütünlerin denk sandığına yığılması işçilik masrafını arttırır. Fakat Pastallar arasında hava boşluğu daha çok olduğu için tütünlerin bakımları daha kolay olur. Ayrıca alıcı işlemesinde tütünlerin dizilerden sıyrılması işçiliğinde de tasarruf imkânı sağlar.

Tütünler denk sandığı içerisinde nasıl dizilirse dizilsin (Dizi veya Pastal halinde) karşılıklı sıralardaki tütün yapraklarının birbiri üzerine oranları tütünlerin ihtiva ettiği tav oranına göre değişir. İşleme için normal tavda (%14 - 16) tütün yaprakları birbirlerinin üzerine boylarının 1/3 oranında bindirilmelidir. Tav oranı arttıkça bu bindirme oranı artırılmalıdır. Tav azaldıkça bindirme oranı ise azaltılmalıdır. Yaprak tütünler birbiri üzerine ne kadar çok bindirilirse yapraklar aralarında daha fazla hava boşluğu kaldığı gibi dengin eni de buna paralel olarak daralacaktır. Eni dar olan denklerdeki fazla tavı arttırmak diğerlerine göre çok daha kolay olacaktır.

Yaprak tütünler birbirlerinin üzerine ne kadar az oranda bindirilirse, yapraklar arsında daha az hava boşluğu kalacağı gibi dengin genişliğine (eni) diğerlerine göre fazla olacaktır. Böyle denklerdeki tütünler tavlarını çok güç kaybederler.

2-)İSKENDERİYE TARZI DENKLEME TARZI:  

İskenderiye tarzı denkler iskenderiyekârı denk sandıklarında yapılır. Denk sandığı; Sandık ızgara, kapak ve ayaktan ibarettir. Denk sandığı 80-85 cm. uzunluğunda 40-50 cm. eninde ve 50 cm. yüksekliğindedir.

Yaprak tütünler denk sandığına demetler halinde yığılırlar ve denklerde kenar sıraları arasına genellikle orta sıralar konulur. İri kıtalı menşeilerde orta sıra konmaz.

Denk yapmak için önce denk sandığı kurulur. Düzgün bir zemin üzerine önce ızgara konur. Izgaranın üzerine ızgarada mevcut kertiklere üç adet denk ağacı yerleştirilir, ve başlarından baş ipleri ile bağlanırlar. Sonra denk sandığı bu ızgara üzerine yine kertiklerden yerleştirmek suretiyle kurulur. Böylece denk sandığının alt kısmına denk ağacı olduğu halde düz bir zemin elde edilir.

Elde edilen düz zemin üzerine tütünler demetler halinde sapları dışa gelecek şekilde iki sıra halinde dizilir. İki dizi arasında boşluk kalmış ise bunlara, tütün demetlerinin sak ve uçları kenar sıralarının tersine denk sandığına kısa kenarlarına gelecek tarzda dizilirler.

Demetlerin yığma işi bittikten sonra denk sandığı üstten yukarı doğru düzgün bir şekilde kaldırılarak çıkarılır. Denk sandığını çıkarırken dengin bozulmamasına özen gösterilmelidir. Yapılan dengin üzerine ilk yapımına başlarken dengin alt kısmına konduğu gibi üstüne de 5x5x100 cm. ebatlarında gürgenden yapılıp fırınlanmış sağlam üç adet denk ağacı konur. Başlarından kasıntı ipi ile bağlandıktan sonra baş ipi ile dengin altındaki ve üstündeki denk ağaçlarını birbiriyle bağlamak suretiyle dengin ambalajlanması tamamlanmış olur.

İskenderiye kârı denklerde kullanılan (ekici denklerinde ) sargı gereçleri dengin yapımında da belirlendiği üzere altı adet ve her biri yaklaşık 1 kg olan denk ağaçları ile 4 mt boyundaki baş ipi ve 1 mt uzunluğundaki kasıntı ipinden ibarettir. Kasıntı ve baş iplerinin ağırlığı yaklaşık olarak 20 gr /Mt. dir.

Ülkemizde üretimi yapılan tütünlerin bir kısmı ekici elinde bu tarzda denklenmektedir. Doğu Bölgesinde yetiştirilen tütünlerin tamamı ile Karadeniz Bölgesinde yetiştirilen tütünlerden Trabzon ve Taşova menşei tütünler İskenderiye tarzında denklenmektedir. Ayrıca Marmara Bölgesinde üretimi yapılan Düzce ve Hendek menşei tütünlerde bu tarzda denklenmektedir.

3-) BOYUT TONGA (KALIP) DENKLEME TARZI:  

Büyük tonga (kalıp) denkleri, büyük tonga denk sandıklarında yapılır. Denk sandığı dikdörtgen prizma şeklinde olup, 40 x70 x 65 ebatlarındadır.

Denk sandığı, sandık kısmı, alt ızgara, ve üst kapaktan ibarettir. Denk sandığının yan tahtaları kelebek vidalarda birbirine bağlanmış olup, gerektiğinde sandık bozulabilmektedir.

Denk yapmak için denk sandığı temiz ve zemini düzgün bir yere kurulur. Önce ızgara konur. Onun üzerine de denk sandığı konur. Denk sandığının alt kısmına 40 x 210 ebadında temiz ve sağlam kanaviçe serilir. Kanaviçe 3 kat (210 : 3 =70 ) edilerek ızgaranın üzerine serilir. Bunun üzerine tavlanmış ve tefrik edilmiş tütün dizileri yığılır. Dizilerin uzunluğu hiç bir zaman denk sandığının uzunluğundan daha fazla olmamalıdır.

Uzun olması halinde düzgün ve sağlıklı denk yapmak mümkün olamaz.

Denk yapımına denk sandığının taban ortasından başlanır, tütün sakları denk sandığının uzun kenarına gelecek şekilde ve tütünlerin tav durumuna göre birbiri üzerine bindirilmek suretiyle iki taraflı olarak devam edilir. Yığma işi tek sıralar halinde devam etmelidir. Tek sıralar halinde tütünlerin yığma işi dengin sigortası ve piyasada satışın garantisidir. Bu tarz işleme hile kabul etmez. Denklerin muayenesi kolayca sağlıklı olur. Ayrıca denklerin bakımına daha kolay olmaktadır.

Dengin yığma işi ağırlık 50-55 kg. oluncaya kadar devam edilir. Biten denkler preslenmek üzere mengene de sıkıştırılır ve denklerin yükseklikleri 60 cm. indirilir. Sonra denk sandığının vidaları gevşetilerek yan parçaları çıkarılır. Altta serili olan kanaviçe dengin arka ve üstünden geçirilerek göğüs kısmından dikilir. Dikime göğüsün tam ortasından başlanır. Ve burayı bir düğüm atılır. Bu düğümün sağ tarafı dengin sağı, sol tarafı ise dengin solu kabul edilir. Dengin göğüs ve aynaları 5 cm aralıklarla tonga ipi ile dikilmelidir.

Büyük tonga denklerinde sargı gereci olarak 40x210 cm. ebadında taban kanaviçe ile 15 mt. Uzunluğunda, takriben 4,5 gr / mt. ağırlığında tonga ipi kullanılır.

Büyük tonga denkleme tarzı Ege Bölgesi tütünlerinin tamamı ile Marmara Bölgesinde İzmir menşei tütün yetiştirilen yerlerde (Balıkesir’in bazı alım noktalarında) uygulanmaktadır.

İYİ BİR DENKLEME YAPILABİLMENİN ESASLARI:

  1. Tütünler manipulâsyon için gerekli olan normal tavında olmalıdır. Ağır tavlı veya kuru tütünlerden iyi ve sağlıklı bir denk yapmak mümkün olamaz.
  2. Tütünler denk yapmadan önce kalitelerine ve el gruplarına göre tefrik edilmelidir. Uç grubu eller ile ana veya dip grubu ellerin boyutları birbirinden çok farklıdır. Bütün el gruplarını ihtiva eden bir denk hangi tarzda olursa olsun düzgün ve kaliteli olamaz.
  3. Tütün denklerinin boyutları ve ağırlıkları tütünlerin menşei özellikleri itibariyle saptanan ölçülerden daha fazla olmamalıdır.
  4. Denk yapmak bir zanaat işidir. Bunu herkes yapamaz. Tekniğine uygun olarak yapılmayan denkler kaliteli tütün ihtiva etseler dahi tütünlerin kalitelerine eşit oranda iyi bir denk yapılamaz. O nedenle denklerin mutlak suretle ihtisaslaşmış ve bilgi sahibi kişiler yapmalıdır.
  5. Denklemede temiz sağlam ve belirlenen ağırlık ve ölçülerde sargı gereçleri kullanılmalıdır.
  6. Yaprak tütünler, denk sandığı içerisinde tekniğine uygun olarak dizilmelidir.
  7. Tütünler içerisinde hiç bir yabancı madde bulunmamalıdır. Ayrıca sağlam bir denk içerisinde hastalıklı ve arızalı tütünlerde olmamalıdır.
  8. Denk yapımında kullanılan denk sandıkları temiz sağlam ve normal boyutlarda olmalıdır.

Ekici işlemesini gerektiren teknik ve ticari nedenlerle, tütünlerin ekiciler elindeki durumları, ekicilerin teknik bilgisi, olanakları ( parasal ve araç - gereç )ve gözettiği amaçlar düşünülürse bir ekici işlemesinde şu esaslara uyulması beklenebilir.

  1. Ekicilerin Yaprak Tütünlerini MAHSUL, GÖRMEZ ve İMHALIK olarak tasnif edilmesi ve denklenmesi;
  2. Ekiciler, mahsul ve görmez olarak tasnif edip denklediği tütünler içerisinde dip, filiz, çürük, yanık, kara yeşil ve kırıntılı tütünlerle, yabancı maddeleri bulundurmaması;
  3. Ekiciler tarafından denklenen tütünlerin ihtiva ettiği el grubunun haricinde tütün bulundurmaması, “tütünlerde el grupları uçlar, analar ve aşağı eller olmak üzere üçe ayrılır. Uç, uç altı ve küçük boyutlu üçüncü analar uç grubunu, iri boyutlu üçüncü analarla ikinci analar, analar grubunu, birinci analarla dip üstü elleri aşağı eller grubunu teşkil ederler.”
  4. Ekiciler ezik, basık, arızalı ve hastalıklı tütünleri sağlam tütünlerden ayrı olarak denklemesi,
  5. Ekiciler, yaprak tütünlerin normal tavda ( %14-16) işlemeli ve denklemelidir. Denkler içerisinde kuru ve ağır tavlı yapraklar bulunmamalı;
  6. Ekiciler; imhalık olarak ayrılan tütünlerin yanık, kara yeşil, kırıntı, çürük, görmeze giremeyecek derecedeki çok hastalıklı yaprak tütünleri ayrı bir denkte toplaması;
  7. Ekiciler, tasnif ettikleri tütünleri menşeilerine göre belirlenmiş tarzda denklemelidir. Denklere tütünler, denkleme tekniğine uygun olarak yapılmalıdır. Denkler belirlenen ağırlık ve boyutlarda olmalıdır. Ekicilerin kullandığı sargı gereçleri, temiz, sağlam belirlenen ölçülerde olmalıdır.

TÜTÜN MANİPULASYONU

Ekici işlemesinin yetersizliği sonucu yaprak tütünlerin alıcılar tarafından yeniden işlenmesini gerektiren teknik ve ticari nedenlerle, güdülen amaçları şu şekilde özetleyebiliriz.

1. STANDARDİZASYON:

Ekici satın alınan denkler içinde çeşitli kalitede (nevide) tütün vardır. Kalite bakımından yeknesak olmayan ekici denkleri biçim, boyut, ağırlık ve ambalaj bakımından da değişiklikler gösterir. Ne var ki, günümüzde belirli doğrultularda toplanmış olan tütün endüstrisinin ihtiyaçları ve uluslararası ticaret kuralları standart bir işlemeyi zorunlu kılmaktadır.

2. FERMANTASYON:

Fermantasyon İngilizce bir kelime olup, “ferment - fermantation” mayalanma, ekşime anlamına gelmektedir. Türkçe’mize fermantasyon olarak geçmiş ve benimsenmiştir.

Tütün fermantasyonu:

Yaprak tütünlerin menşei özelliklerine uygun nem, ısı ve hava koşulları altında enzim ve bakterilerin etkisiyle kimyasal ve biyolojik değişimlere uğramaları olarak tanımlayabiliriz. Diğer bir deyimle fermantasyon ; yaprak tütünlerin bozulması ve çürümesine neden olabilecek koşulların önlenmesi, olgunluk ve kalite yaratacak neden ve koşulların yönlendirilmesi denetlenmesi veya bu koşulların yönlendirilmesi, denetlenmesi veya bu koşulların yaratılması ile gerçekleşmektedir. Tütünde fermantasyon olayı bazı faktörlere bağlı olarak gelişir. Bu faktörler;

2.1. TÜTÜNÜN KENDİ NİTELİĞİ: 

Tütünün soyluluktan gelen nitelikleri ile yetiştiği yerdeki toprak, ekolojik faktörler ve işlemede tatbik edilen yöntemler, fermantasyonun gidişine büyük ölçüde egemen olmaktadırlar.

2.2. TÜTÜNÜN RUTUBETİ:

Enzimler tarafından kataliz edilen oksidasyon olayı; fermantasyonda cereyan eden olayların en önemlisidir. Katalizör rolü oynayan enzimlerle, belirli rutubet oranlarında yürüyebilen mikropların salgıladıkları enzimlerin (bakterilerin) faaliyet gösterebilmeleri için tütünlerin bünyelerinde bulunan nemin belirli ölçülerde olması gerekir.

Ayrıca aynı denk içerisinde değişik kalite ve elde tütünlerin bulunmaları halinde çevre nemin etkinliğine değişik olmaktadır. Örneğin, çevre nispi rutubetinin, zayıf alt yapraklar ile sağlam ana ve uç ellere etkinliği aynı olmamaktadır. Bu nedenle denkte kalite ve el bakımından yeknesaklılığın çok iyi olması gerekir. Manipulasyonun önemini burada da kendini göstermektedir. Tütün fermantasyonundaki oksidasyon olayında % 27’ye kadarki nem ortamında enzimler, bunun üzerindeki nem ortamında ise bakteriler etkindir. Enzim etkinliği için hava nispi rutubetini %70-75 bakteri etkinliği için ise % 80-95 ve daha yukarı nem oranı uygundur. Küf için çevre atmosferinin % 85 oranında nispi rutubet ihtiva etmesi optimal sayılır.

2.3. ISI:

Enzim ve bakterilerin etkinliği için belirli ısı ortamı gereklidir. Enzim ve bakterilerin faaliyetleri için gerekli olan optimal ısı dereceleri 20-70 0C arasındadır. Dengin içerisindeki ısı ile çevre ısısı arasındaki ilişki dengin boyutları ve sıkılığı ile yine yakınen ilgilidir. Büyük boyutlu ve sıkılığı fazla olan denklerin dış atmosfer ısısından etkilenmesi daha az olacaktır. Bu tür denklerdeki ısıyı istediğimiz seviyeye yükseltmek ve düşürmek çok zor olmaktadır. Burada da manipulasyonun bütün etkinliği ile karşımıza çıkmaktadır.

2.4. HAVA (OKSİJEN) : 

Tütünler, fermantasyonlarını ancak ve ancak oksijen bulunan bir ortamda geçirebilirler. Oksijen bulunmayan bir ortamda hiç bir zaman fermantasyon olayı olamaz. Dengin içerisindeki oksijen ile çevredeki oksijen arasındaki ilişki, manipulasyonda denklere tatbik edilen basınç (sıkılık ) ile yakinen ilgilidir. Denk içerisindeki oksijen miktarı dengin sıkılığı ile ters orantılıdır. Çok sıkı denklerde oksijen daha az bulunmaktadır.

Tütün fermantasyonunda temel olayın, oksidasyon olayı olması yani tütünlerin oksijen alıp, karbondioksit vermesidir.

FERMANTASYON SONUCU TÜTÜNLERDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLER

  1. Tütünlerin rengi genellikle açılır. Bilhassa yeşil renkler kaybolarak sarıya dönüşür. Yaprağın dış yüzeyi parlak bir görünüm alır.
  2. Tütünlerin çevre atmosferinin nispi rutubetinden etkilenme özelliği azalır. Yani higroskopisitileri azalır.
  3. Tütünlerin hidroskopi siteleri azaldığı için kendi kendine ısınma ve tavlanma özelliğini ( dış şartlardan daha az etkilendiği için ) hemen hemen kaybeder. Tütünlerin küflenmesi hemen hemen önlenmiş olup, teknik bakımları kolaylaşır.
  4. Tütünün tadı iyileşir. Tütün dumanındaki acılık bir dereceye kadar hafifleyerek, tadının yumuşaması sağlanmış olur.
  5. Tütünlerdeki hamlık ve boğazda belirgin olarak hissedilen yakarlık kaybolur.
  6. Tütünlerdeki aroma (koku) niteliği belirginleşir. Tütünlerde menşeine özgü koku duyu organlarınca bariz şekilde hissedilir duruma gelir.
  7. Tütünlerin yanma niteliği yükselir.
  8. Yaprağın yüzeyindeki yapışkanlıklar ( reçinelerin azalması nedeniyle ) kaybolur.
  9. Fermantasyonda meydana gelen kimyasal değişmeler sonucu tütünlerde kuru madde ve su kaybı olacağından ağırlıkları azalacaktır. Pratikte bu azalmaya fire diyoruz.
  10. Denk içerisindeki tütünün ısısı bulunduğu çevrenin ısısına eşit hale gelir. Fermantasyon döneminde denk içerisindeki tütünün ısı bulunduğu çevrenin ısısına daima yüksek seviyededir.

Fermantasyonda, tütünlerdeki kuru madde miktarlarının azalmasının oranı, tütünün niteliği ve tatbik edilen koşulların etkinlik durumuna göre değişiklik gösterir. Fermantasyon uygulamasında ısı ve tav ne kadar yüksek ise kuru madde kaybı o kadar fazla olur. Olgun kırımı yapılmış ve iyi kurutulmuş yapraklara göre, olgunlaşmadan kırımı yapılmış ve iyi kurutulmamış yapraklarda kuru madde kaybı daha fazla olmaktadır. Ayrıca tütünün kendi kendine ısınma derecesi ne kadar yüksek ise (bünyesinde fazla su bulunduran, sulu ziraatla ve taban arazide yetiştirilen tütünler) kuru madde kaybı da o derece yüksek olur.

Tütünler menşeilerine özgü kokularını belirginleştirebilmeleri için fermantasyonlarını geçirmeleri şarttır. En iyi tütün bölgelerinde yetiştirilen kokulu menşeiler dahi yüksek kaliteli (nev’iyatlı) olmalarına rağmen fermantasyon geçirmemişlerse kendi menşei özelliklerine lâyık kokuyu hissettiremezler. Menşei ve kalitesine özgü kokulu hissettirebilmeleri için tütünlerin fermantasyon geçirmiş olmaları gerekir. Tütünlerdeki aroma (koku) ve içim esnasındaki dumanın kalitesi, eterik yağların yanmasından meydana gelmektedir. Fermantasyon esnasında bilhassa yüksek rejimlerde eter yağlarının miktarında bir miktar azalma görülmesine rağmen fermantasyon sonunda tütünlerin aroması bariz şekilde belirginleşmektedir. Oriental tütünlerde fermantasyon sonucu kuru madde kaybı % 2-5 arasında, yarı oriental ve iri kıtalı yabancı çeşitlerde