TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Akhisar Sigara Fabrikasinin Özelleştirilmesi Samsun Ve Yeniharman Markalarinin Kullanim Hakkinin Devri Üretime Başlayabilmek Için Zorunlu Tek Çözüm Değildir Yanliştir Ve Durdurulmalidir Fabrika Tekel Ve Bölge Tütün Üreticilerinin Ortakligi İle Kurulmal

Akhisar Sigara Fabrikasinin Özelleştirilmesi Samsun Ve Yeniharman Markalarinin Kullanim Hakkinin Devri Üretime Başlayabilmek Için Zorunlu Tek Çözüm Değildir Yanliştir Ve Durdurulmalidir Fabrika Tekel Ve Bölge Tütün Üreticilerinin Ortakligi İle Kurulmal

İzmir,8.5.1998

TÜTÜN PLATFORMU BİLDİRİSİ

( Bildiri 17 )

 

AKHİSAR SİGARA FABRİKASININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ

SAMSUN VE YENİHARMAN MARKALARININ KULLANIM HAKKININ DEVRİ

ÜRETİME BAŞLAYABİLMEK İÇİN

ZORUNLU TEK ÇÖZÜM DEĞİLDİR YANLIŞTIR VE DURDURULMALIDIR

FABRİKA TEKEL VE BÖLGE TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN

ORTAKLIĞI İLE KURULMALI VE ÜRETİME BAŞLATILMALIDIR

 

I.TEKEL SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ DOĞURACAĞI OLUMSUZ EKONOMİK VE SOSYAL SONUÇLAR NEDENİYLE YANLIŞTIR.

1. TÜRK TÜTÜNÜ KENDİ ÜLKESİNDE SİGARA PAZARINDAN KOVULACAK VE EN AZ TÜKETİLEN TÜTÜN DURUMUNA DÜŞÜRÜLECEKTİR.

Özelleştirilmesi söz konusu olan Akhisar sigara fabrikasının yıllık üretim kapasitesi, ilk 3 yılın sonunda 22.000 ton, onuncu yıla kadar 25.000 ton olacaktır. Kullanım hakkı devredilecek Samsun ve Yeniharman markalarının yıllık satışı 22.000 ton dolayındadır. B.A.T.’ nun, Türkiye’ de 3 yıl bekledikten sonra kendi markalarından sadece 3.000 ton üretmek için bu fabrikaya ortak olmak istediğine inanmak mümkün değildir.

B.A.T’ nun bugün ifade edilmese de gerçek hedefi şudur. B.A.T., rakiplerinin Türkiye’de Amerikan harmanı ile ürettikleri ve ithal edecekleri sigaralara rekabet edebilmek için, % 100 Türk Tütünü ile üretilen sigaraların değil, Amerikan harmanlı kendi markalarının üretimine ve satışına ağırlık verecektir. Sonuçta Samsun ve Yeniharman üretimi kaçınılmaz olarak azalacak ve bu markalar iç piyasadan silinecektir. Bunun aksini beklemek mantıkla bağdaşmaz. Anlaşmada bunu önleyecek bir hüküm yoktur. Çünkü yetkililerin böyle bir kaygısı yoktur.

Akhisar’ ın ve giderek diğer bazı Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesi, bazı Tekel markalarının kullanım hakkının devri sonunda, harmanlarında % 85 Virginia ve Burley tütününe mukabil sadece % 15 Türk tütünü içeren blended sigaralar Türkiye’ de iç piyasaya süratle hakim olacak ve Türk tütünü kendi ülkesinde sigara pazarından kovulacak, en az tüketilen dolguluk tütün durumuna düşürülecektir. 

2. ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER EKİCİ TÜTÜN PİYASALARINDA VE İHRACATTA FİYATLARI KENDİ ÇIKARLARINA GÖRE BELİRLEYECEK TEK GÜÇ HALİNE GELECEKTİR.

Ülkemizde sigara üretmekte olan yabancı şirketlerle Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesinden yararlanacak çok uluslu şirketler, Türkiye’ de Ekici Tütün piyasalarından yaprak tütün almakta olan şirketlerle ortaklık veya işbirliği halindedirler. Bu şirketler kendilerine sipariş veren çok uluslu sigara üreticilerinin dikte ettikleri alım politikalarına uymak zorundadırlar. Özellikle alım miktarı ve fiyat düzeyi bakımından bağımsız hareket etmek imkanına asla sahip değildirler.

Yapılacak özelleştirmenin kaçınılmaz sonucu olarak çok uluslu şirketler yalnız sigara iç pazarımıza hakim olmakla kalmayacaklar, Ekici tütün piyasalarında koşulları, bu piyasalarda oluşacak fiyat düzeylerini ve ihraç fiyatlarımızı kendi çıkarlarına göre belirlemekte karşı konulmaz tek güç konumuna geleceklerdir.

3. TÜRK TÜTÜNÜ ÜRETİMİ BÜYÜK ÖLÇÜDE KISITLANACAKTIR.

Özelleştirme yapılır ve bazı Tekel markalarının üretim hakkı devredilirse, 2000’ li yılların başında iç tüketimde kullanılacak Ege, Marmara, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu tütünlerinin toplam miktarı en çok 40.000 ton olacaktır.

Yaprak tütün ihracatında son yıllarda görülen artışın, Tekel elinde birikmiş stokların dış alıcılar için çekici koşullar ve çok ucuz fiyatlarla tasfiyesinin sonucu olduğu, bu satışlar sonunda yurt dışında biriken stokların önümüzdeki yıllarda yeni ürün Türk tütünlerine rakip olacağı dikkate alınırsa, yaprak tütün ihracatımızda önemli ve kalıcı gelişme beklemek için haklı bir neden yoktur. Yaprak tütün ihracatımızın 100.000 - 110.000 ton düzeyinde seyredeceği anlaşılmaktadır.

Bu durumda içerde Türk tütünü kullanımında meydana gelen ve özelleştirme durdurulmazsa hızlanarak süreceği kesin olan gerilemeden doğacak olumsuz sonuçların ihracatla telafi edilemeyeceği yadsınamaz bir gerçek olarak ortadadır.

Sonuç olarak 2000’ li yılların başında yurdumuzda iç tüketim için 40.000 ton, ihracat için 100.000 - 110.000 ton olmak üzere toplam 140.000 - 150.000 ton tütüne gereksinim olacak ve Türkiye’ nin yıllık tütün üretiminin bu düzeye indirgenmesi zorunlu hale gelecektir. Açıkça görülüyor ki yurdumuzda Türk tütünü üretimi önümüzdeki yıllarda ürkütücü boyutta azalacaktır.

4. ÖZELLEŞTİRME BÜYÜK EKİCİ KİTLELERİNİN DAYANILMAZ GELİR KAYIPLARINA UĞRAMASINA NEDEN OLACAKTIR

Ülkemizde tütün üretimi 500.000 ailenin yani yaklaşık 3 milyon vatandaşın büyük bölümünün başlıca gelir kaynağıdır.

Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesinin yurt içinde Türk tütünü tüketimine ve dolayısıyla Türk tütünü üretim miktarına yapacağı olumsuz etki nedeniyle büyük ekici kitleleri tütün tarımını terk etmek zorunda kalacak ve bu vatandaşlarımız dayanılmaz gelir kayıplarına uğrayacaklardır. 

Özelleştirme, sonuçta bu vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal yaşamlarını tahrip edecektir. Bu nedenle, yeryüzünde belki de yalnız Türkiye’ de Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusu Türk tütün üreticisinin kaderinden soyutlanarak herhangi bir özelleştirme konusu olarak ele alınamaz. Tekel sigara fabrikalarının özelleştirmesi konusunun asla gözden kaçırılmaması gereken odak noktası budur.

 

 

 

 

 

II.ÖZELLEŞTİRMENİN TÜRK TÜTÜNCÜLÜĞÜNE VE ÜLKE EKONOMİSİNE SAĞLAYACAĞI BİR YARAR YOKTUR

TEKEL Sigara Fabrikaları kâr eden ve devlete yük olmayan kuruluşlardır. Ne şekilde yapılırsa yapılsın özelleştirme yoluyla bu kuruluşların kârını çok uluslu şirketlere bırakmanın ya da onlarla bölüşmenin ve Türkiye Sigara Pazarını onların insafına terk etmenin haklı sayılabilecek ve ciddiye alınabilecek hiç bir nedeni yoktur, bugüne kadar da böyle bir neden açıklanmamıştır.

Özelleştirme, Türk Tütünü ve tütün üreticileri ile sektörde çalışanları çok ağır bir şekilde etkileyecek olmasına karşın, Milli Ekonomiye ek ve kalıcı bir katkı sağlamayacaktır. Çünkü, Devletin tahsil edeceği vergi miktarı, fabrika sahibinin değişmesi ile değişmez.

Bu özelleştirmeden doğacak en önemli fark, özelleştirilecek fabrikada üretilecek sigaraların satışından sağlanacak kârın tamamının yurtta kalması yerine, hisseleri oranındaki bölümünün çok uluslu ortak tarafından yurt dışına transfer edilmesinden ibaret olacaktır.

Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusu üzerinde ısrarla durulmasının başlıca nedeninin, Tekel markalarının münhasır kullanım hakkının devrinden bir kereye mahsus olmak üzere elde edilecek toplu gelirle (Akhisar anlaşması için Samsun ve Yeniharman markalarına karşılık 71 milyon dolar + 29 milyon dolar = 100 milyon dolar ) cari harcamalara ve / veya dış borç ödemelerine kaynak sağlamak olduğu açıkça görülmektedir.

III.YASALAR, TEKEL SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİNE İMKAN VERMEMEKTEDİR

1-Tescil edilmiş kısa adı “ Tekel “ olan Tütün, Tütün Mamulleri Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü, sermayesinin tamamı devlete ait olan bir Kamu İktisadi Kuruluşu ( KİK ) dur. Bu nedenle, sermaye yapısını değiştirecek bir girişim, yani hisse satışı, 4046 sayılı yasanın 1. maddesinin son fıkrasına göre, ancak bu konuda çıkarılacak özel bir yasa ile mümkün olabilir.

2-Tekel’ in kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgisi olan Akhisar Sigara Fabrikası ile marka sahibi olduğu Samsun ve Yeniharman sigaralarının işletme hakkının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak gibi bir gerekçeye dayanılarak Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirilmesi mümkün değildir.

3-Tekel, kamu hizmeti veren bir kuruluş olduğu için verdiği bir hizmetin özel kesim tarafından yapılmasına imkan verecek işletme hakkı, imtiyaz sayılır ve ancak imtiyaz sözleşmesi ile devredilebilir. Bu imtiyaz sözleşmesinin ve şartlarının Danıştay denetiminden geçmesi şarttır.

4-Türkiye’ ye ithal edilecek yabancı sermayenin, ülke çapında Tekel teşkil edecek faaliyetlerde bulunan kuruluşlarda çoğunluk hissesine sahip olmasına yasa imkan vermemektedir. Tekel’ in kuracağı hiçbir iştirakte yabancı ortağın payı % 50 yi geçemez.

Bu nedenlerle Akhisar Sigara Fabrikasının ortaklık tesisi suretiyle özelleştirilmesi , Samsun ve Yeniharman markalarının kullanım haklarının devri yasal olarak imkansızdır.

Bu konuda Tekgıda iş Sendikasının açtığı yürütmenin durdurulması ve iptal davaları sürmektedir. Dava sonunda ortaklık suretiyle özelleştirmenin ve iki markanın kullanım hakkının devrinin yasalara uygun olmadığına karar verilirse, Hükümetin, benzer kararları uygulamamak için, yapılmış olan uygulamaların geri dönülmez bir aşamaya geldiği, bu nedenle yargı kararlarının uygulanmasının mümkün olmadığı, gibi bir gerekçeyi bu dava sonucu için kullanması mümkün olmayacaktır. Çünkü Akhisar Sigara Fabrikasında üretim yoktur, makine ve ekipmanlar için henüz herhangi bir harcama yapılmamış, makinelerin montajına bile başlanmamıştır.

Mecliste yapılan konuşmalardan ve basında yer alan haberlerden, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun Akhisar Sigara Fabrikasının % 52 hissesi ile Samsun ve Yeniharman markalarının kullanım hakkının BAT firmasına devri hakkında ivedi bir rapor vermek gereği duymuş olduğu öğrenilmiştir.

Yüksek Denetleme Kurulunun düzenlemeyi zorunlu gördüğü mutat dışı bu raporunda, söz konusu özelleştirmenin yurt ekonomisi, Türk tütüncülüğü ve tütün üreticileri için doğuracağı sosyal ve ekonomik olumsuzluklarla böyle bir anlaşmanın hukuki zaafına ve sakıncalarına dikkat çekildiği anlaşılmaktadır.

Tekgıda iş Sendikasının açmış olduğu yürütmenin durdurulması ve iptal davalarının gerekçeleri ile Tütün Platformunun bu konuda öteden beri ileri sürdüğü görüşlerin, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ivedi raporunda ileri sürülen görüşlerle aynı istikamette olduğu görülmektedir.

IV. TEKEL BU YATIRIMI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ÇOK ULUSLU SİGARA ŞİRKETLERİNE MUHTAÇ DEĞİLDİR

Bir taraftan çok değerli taşınmaz mallarını paraya çevirirken diğer taraftan;

- Menemen’ de kullanılmaz durumda olan eski bir kiremit imâlathanesini, tütün deposu olarak kullanmak gerekçesi ile milyarlar ödeyerek satın alan, kullanılabilir hale getirmek için milyarlarca lira onarım masrafı yapan,

- Sümerbank’ ın Sümer Halı Anonim Şirketi’ nin Taşköprü jüt ipliği Fabrikasını satın alan,

- Rothmans İngiliz Şirketi’ nin yerli ortaklarla birlikte Bitlis’ te kurduğu ve zarar edince kapattığı sigara fabrikasının makinelerini satın alıp bu makinelerle BEST sigarasının üretimine başlayan,

- 100 milyon dolar değer biçildiği açıklanan Mecidiyeköy Likör fabrikası arsasını satılabilir hale getirmek için, Bilecik’ te yaklaşık 25 milyon dolar harcayarak yeni bir likör fabrikası kuran,

- Beyaz Rusya’ da kurulacak sigara fabrikası için 80 milyon dolar harcamayı kabul eden,

Tekel’ in, Akhisar sigara fabrikasını çalışır hale getirmek için harcama yapmasının, devletin öncelikli işleri arasında yer almadığı görüşünü haklı bulmak ve kabul etmek imkansızdır.

Çok uluslu şirketin ortağı olmadan bu fabrikanın tamamlanıp üretime başlatılması mümkündür.

1- Tekel yurdun muhtelif yerlerinde belkide sayısını ve bugünkü rayiçle toplam değerini kendisinin de bilmediği birçok mülkün sahibidir. Bunların birçoğu kullanılmamaktadır ve yok bahasına elden çıkarılmaktadır.

Tekel’ in bunlardan sadece birkaçını paraya çevirerek elde edeceği gelirle, Akhisar Sigara fabrikasının makine ve ekipmanlarını satın alıp monte etmesi ve fabrikayı çok kısa bir sürede üretime başlayabilecek hale getirmesi mümkündür.

2- Hükümet isterse, Kardemir örneğinde olduğu gibi, bölgenin tütün üreticilerini Akhisar sigara fabrikasına ortak edebilir. Üreticilere ortaklık paylarını, belli bir süre içinde (mesela beş yılda) satacakları tütün bedellerinden bir kısmı ile taksitler halinde karşılamaları imkanı verilebilir. Bu suretle proje, Tekel’ in çok uluslu bir şirketle değil Akhisar bölgesi tütün üreticileri ile kuracağı ortaklık tarafından gerçekleştirilebilir.

V.YAPILAN ÖN ANLAŞMANIN YÜRÜRLÜĞE KONULMAYARAK İPTAL EDİLMESİ GEREKİR

 Akhisar Sigara Fabrikası için yapılan ön anlaşmanın şartları hakkında bugüne kadar resmi sayılabilecek bir açıklama yapılmadığı için elde edilen daha doğrusu elden ele dolaşan gayri resmi bilgilerle ve basında yer alan haberlerle yetinmek zorunda kalınmıştır.

Bu bilgilerin yetersizliğinin veya tekzip edilmemiş olmalarına rağmen, varsa yanlışlarının sorumlusu, kamuoyunu böyle bir konuda karanlıkta bırakmayı tercih eden yetkililerdir.

Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesi Tekel markalarının üretim hakkının devri Türk tütününe ve Tütün üreticilerimize hiç bir zarar vermeyecek olsaydı, hatta Türk Tütüncülüğü ve ülke ekonomisi için yarar sağlayacak olsaydı ve yasalar bu özelleştirmeye imkan verseydi bile, ön anlaşma olduğu söylenen böyle bir metin asla yürürlüğe konulamazdı.

Çünkü ;

1-ÇOĞUNLUK HİSSESİ ÇOKULUSLU ORTAĞA BIRAKILAMAZ

Ortaklık anlaşmasında, Tütünün, üreticilerimiz ve yurt ekonomisi bakımından taşıdığı önem göz önünde tutularak, stratejik ticari kararlarda Tekel’ in kontrol hakkının bulunması, Tekel payının en az % 51 olmasının sağlanması gerekirdi. Halbuki çoğunluk hissesinin çokuluslu ortak şirketebırakıldığı görülmektedir.

Üstelik hisselerin % 52 sinin çokuluslu ortağa bırakılmış olması, bu ortağın isteminin değil Tekel yönetiminin bu yöndeki tercihinin sonucudur. Böyle olduğu için, Tekel’ in Akhisar ve Samsun - Ballıca sigara fabrikalarının tamamlanıp üretime başlatılabilmesi gerekçesini kullanarak, ortak girişimci bulmak amacıyla Tekel’ in firmalara gönderdiği davet mektubunda “Tekel’ in kurulacak şirkete % 25 - 49 oranında sermaye payı ile iştirak edeceği “ bildirilmiş, BAT ile yapılan ve ön anlaşma olduğu söylenen metinde ise “ Tekel hissesinin % 5 e kadar düşmesi “ haline yer verilmiştir.

Tekel yönetiminin, işin başlangıcından beri, bu ortaklıkta kendisine inisiyatif ve kontrol imkanı sağlayacak çoğunluk hissesine sahip olmak gibi bir amacı ve kaygusu olmadığı açıkça görülmektedir. Çünkü hakim olan anlayış ve ulaşılmak istenen son hedef, Sayın Genel Müdür tarafından açıklanmış olduğu gibi, devletin sigara üretiminden çekilmesi ve Tekel Sigara Fabrikalarının tümden özelleştirilmesidir.

Halbuki Akhisar sigara fabrikası için kendisi ile ön anlaşma yapılmış olan BAT Şirketi, Polonya Hükümeti ile aynı konuda % 33 lük hisse karşılığı bir anlaşmaya razı olmuştur. Polonya gibi bir ülke bunu sağlayabildiyse, Türkiye gibi tütünün çok önemli olduğu bir ülkede, Tekel aynı şirketle kuracağı ortaklıkta çoğunluk hissesini elinde tutabilirdi ve tutmalıydı.

2-MAKİNE VE EKİPMANLAR İÇİN 180 MİLYON $ GEREKLİ OLDUĞU DOĞRU DEĞİLDİR.

Ön anlaşmada, fabrikanın üretim kapasitenin, ilk üç yılda 22.000 ton / yıl, makine ve ekipman için gerekli yatırım tutarının 180 milyon $ olacağı belirtilmektedir.

Gerekli yatırım miktarı konusunda Tekel’ den sorumlu Devlet Bakanı Eyüp Aşık ve Tekel Genel Müdürü farklı rakamlar ifade etmektedir. 

Bakan, 9.12.1997 de Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ ün gündem dışı konuşmasına verdiği yanıtta, Akhisar sigara fabrikasını kastederek “ O fabrikanın yapılması için 150 milyon dolara ihtiyaç var, ayrıca 100 milyon doları da işletme sermayesi düşünürseniz, 250 milyon dolarlık yatırıma daha ihtiyaç var “ dedi. Eyüp Aşık; 14.1.1998 de TGRT nin Alternatif programında “ fabrikanın açılması için 250 milyon dolar lazım “ iddiasını tekrarladı.

Tekel’ in 1997 yılı 19 Mayıs’ında üretime başlayan yeni Samsun - Ballıca sigara fabrikasında 2 adedi 100 mm, 4 adedi 85 mm lik 9000 dakika devirli 6 adet sigara üretim makinesi bulunmaktadır. Bu altı makinenin üç vardiyada yıllık üretim kapasitesi 18.000 tondur.

Bu verilere dayanarak Akhisar sigara fabrikasında ulaşılmak istenen yıllık üretim kapasitesinin, fabrika üç vardiya çalıştırılarak 9.000 devir / dakika 8 sigara imal makinesi ile sağlanabileceği matematiksel bir sonuç olarak ortadadır.

Tekel Genel Müdürü’ nün 31.3.1997 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan açıklamasından ve Tekel yayınlarından anlaşıldığına göre Samsun - Ballıca sigara fabrikası için 97 milyon Marklık makine ve ekipman ihalesi yapılmıştır. 97 milyon D.M., makine ve ekipmanların satın alınıp monte edildiği süre için yaklaşık 55 milyon dolara eşittir.

Samsun - Ballıca fabrikasına ait bu verilerden hareketle, Akhisar fabrikasında hedeflenen üretim miktarına ulaşmak için 9.000 devirli 8 adet sigara imal makinesinin yeterli olacağı anlaşılmaktadır. Buna göre, Akhisar fabrikasının üretime başlaması için gereken yatırımın tutarı, 150 veya 250 milyon dolar değil yaklaşık,

55 milyon dolar / 6 x 8 = 73 - 75 milyon dolardan ibarettir.

Resmi ağızlar tarafından ifade edilen 150 ve 250 milyon dolar yatırım gideri kesin olarak abartılı rakamlardır.

3.SAMSUN VE YENİHARMAN SİGARALARININ ÜRETİM MİKTARINI VE BU SİGARALARDA KULLANILACAK TÜRK TÜTÜN ORANINI KORUYACAK HİÇ BİR HÜKÜM YOKTUR

Anlaşmada, Akhisar fabrikasının yıllık üretim kapasitesinin ilk 3 yılda 22.000 tona, on yılda 25.000 tona ulaşması öngörülmüştür.

Münhasır kullanım hakkının devredileceği Samsun ve Yeniharman sigaralarının 1997 yılı satış miktarı yaklaşık 22.000 ton düzeyindedir ve bu sigaraların harmanlarında % 100 Türk tütünü kullanılmaktadır.

Yapılan anlaşmada;

 

 

  1. Bu iki markanın Türkiye’ deki satış miktarının korunacağını,
  2. Üretimde % 100 Türk tütünü kullanılacağını,

garanti altına alan bir hüküm bulunmuyor.

Halbuki kendisi ile ortaklık kurulacak olan B.A.T. şirketi, Türkiye gibi tütüncü olmayan ve tütünün onu üreten halk için Türkiye’ deki gibi hayati derecede önemli olmadığı Polonya’ da hükümetle yaptığı anlaşmada “ Polonya pazarındaki sigaraların en az % 40’ ının yerli tütün içermesini, mevcut markaların üretiminin devam etmesini “ taahhüt etmiştir.

Akhisar fabrikasının üretim kapasitesi başlangıçta 22.000 ton olacağına göre, B.A.T.’ nun başlangıçta Samsun ve Yeniharman sigaralarından başka hiçbir sigara üretmeyeceğine, kendi markalarının üretimine üç yıl sonra başlayarak onuncu yılın sonunda 3.000 ton üretime ulaşmak amacıyla bu ortaklığa girdiğine inanmak mümkün değildir. Birinci bölümde açıkladığımız gibi, B.A.T. giderek Amerikan harmanlı kendi markalarının üretimine ağırlık verecek, bunun kaçınılmaz sonucu olarak bu iki sigaranın üretimi süratle azaltılacak ve bu iki marka iç piyasadan silinecek ya da yalnız isimleri kalacaktır. 

Teke-Tek programında “ ÖZELLEŞTİRME SONUCUNDA YERLİ TÜTÜN KULLANIMI BUGÜNKÜNDEN DAHA FAZLA OLACAKTIR “ diyen Bakan, aslında buna kendisi de inanmıyor olmalı ki sonraları “ SAMSUN SİGARASININ SATIŞINDA BİR AZALMA OLURSA, SAMSUN 216 YI PİYASAYA SÜRERİZ “ demek zorunda kalmıştır. Üstelik buna imkan olmadığı halde.

Tekel Genel Müdürü ise, Ege TV’ de bir açık oturumda kendisine bu konuda yöneltilen soruya “ TÜRK TÜTÜNÜNDEN YAPILAN SİGARALARI SİLAH ZORU İLE İÇİRECEK DEĞİLİZ “ yanıtını verebilmiştir.

Sayın Bakanın ve Genel Müdürün, özelleştirmenin Türk tütünü ve tütün üreticileri için doğuracağı vahim sonuçları, önlenmesi imkansız mukadder bir akıbet olarak gördükleri, bu nedenle de bu akıbeti hiç olmazsa erteleyecek ve hafifletecek önlemlere bile sözleşmede yer vermedikleri görülmektedir.

4. SAMSUN VE YENİHARMAN MARKALARININ KULLANIM HAKKININ FABRİKA ÜRETİME BAŞLAMADAN DEVRİ YANLIŞTIR.

Samsun ve Yeniharman markalarının münhasır kullanım hakkı Tekel tarafından 100 milyon dolara devrediliyor. Tekel’ e 100 milyon doların 71 milyon doları peşin ( yani anlaşma yürürlüğe girince ) , 29 milyon doları üretime geçişte ( yani anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 3 yıl sonra ) ödenecek.

Peşin ödemeden söz edildiğine göre, iki markanın kullanım hakkı, yatırımın tamamlanması ve fabrikanın üretime başlaması beklenilmeden, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte, Tekel’ in elinden çıkmış olacaktır. Fabrika 22.000 ton/yıl üretim düzeyine 3 yıl sonra ulaşacağına göre, Tekel’ in bu süre içerisinde kendi fabrikalarında üretimini fason olarak sürdüreceği iki markanın satışından hasıl olacak kârın % 52’ si Tekel’ e değil B.A.T.’ ya ait olacak demektir.

Yani markaların kullanım hakkının devri karşılığında B.A.T.’ nun ödemesi gereken 71 milyon dolar; söz konusu hakkın fabrika üretime başlamadan devredilmesi nedeniyle, aslında Tekel’ e ait olması gereken kârdan, bir başka ifade ile Tekel tarafından ödenecektir.

Markaların kullanım hakkının ortaklığın yatırımı tamamlayıp üretime başlaması beklenilmeden devri kesinlikle yanlıştır.

5. TEKEL SERMAYEYE KATILIM PAYI OLAN 40 MİLYON DOLARI KISA SÜREDE ÖDEMEK ZORUNDA KALACAKTIR

280 milyon dolar olarak belirlenen sermayenin

% 52 si yani: 280 milyon $ x 0.52 = 145,6 milyon $ B.A.T.

% 48 i yani : 280 milyon $ x 0.48 = 134,4 milyon $ TEKEL

tarafından konulacağı anlaşılmaktadır.

Tekel’ in koyacağı sermaye :

Akhisar’ da yarım kalmış binalar + 91 hektar arazi + yaprak tütün + Mart 1997 den sonra yapılan harcamalar + 40 milyon dolar nakit ile karşılanacaktır.

Nakit ortaklık payının derhal ödenmesinin gerekmeyeceği, yasaların buna imkan verdiği düşünülebilirse de Tekel bu imkanı kullanamayacaktır. Çünkü ön anlaşmada yer aldığı gibi, yatırım tutarının 180 milyon dolar olduğu kabul edilerek işe başlanacaksa, fabrikanın makine ve teçhizatının temin edilip montajının tamamlanarak üretime başlanabilmesi için B.A.T.’ nun taahhüt ettiği sermaye katılım payı olan 145,6 milyon dolar yetmeyecek, Tekel’ in sermaye katılım payı olarak taahhüt ettiği 40 milyon doların 180 milyon dolar - 145,6 milyon dolar = 34,4 milyon doları ortaklığın kuruluşunu takip eden kısa bir süre içinde ödemesi gerekecektir.

6. TEKEL’İN ORTAKLIĞA YAPRAK TÜTÜN DEVRİ İÇİN BELİRLENEN ESASLAR YETERSİZDİR

Yedi yıl süre ile, Tekel’ in iç devir fiyatına % 15 kâr ilave edilmek suretiyle, bulunacak fiyatla ortaklığa yaprak tütün devri öngörülmektedir.

Devredilecek tütünlerin tamamının, Samsun ve Yeniharman sigaralarının üretiminde kullanılması öncelikle garanti altına alınmış olmalıydı.

İç devir fiyatına % 15 kâr ilavesi ile devredileceği ifade olunan tütünlerin, destekleme stokundaki tütünler mi yoksa Tekel stoklarındaki tütünler mi olduğu belli edilmiyor.

Bu tütünlerin piyasa fiyatları, Tekel’ in devir fiyatlarına % 15 kâr ilavesi ile bulunacak fiyattan yüksek olduğu taktirde çok uluslu ortağa haksız bir devir yapılacak demektir.

İç ve dış piyasa şartları ihmal edilerek, bu tütünlerin piyasada oluşacak fiyatı dikkate alınmadan böyle bir fiyat belirleme yönteminin uygulanacağını taahhüt etmek ilerde Tekel’ i zararlara sokabilecektir.

7. ORTAKLIĞIN YÖNETİMİNDE TEKEL’ İN HAKLARININ KAPSAMI AÇIK DEĞİLDİR

8 Kişilik yönetim kurulunun 5 i B.A.T., 3 ü Tekel temsilcisi olacaktır. Tekel’ in hissesi % 5 e düşse bile Tekel’ in yönetimde temsil ve veto hakkı bulunacağı ifade edilmekte ise de veto hakkının ortak kontrole imkan verip vermeyeceği, stratejik kararlar için geçerli olup olmadığı belli değildir.

Bu imkanların tamamıyla çok uluslu ortağa ait olacağı endişesini bertaraf edecek bir bilgiye bu güne kadar rastlanmamıştır.

Bu konuda açıklanan hükümde net olarak ortaya çıkan dikkate değer tek şey, Tekel hissesinin % 5 e kadar geriye çekilebileceğinin ortaklık kurulmadan Tekel yönetimi tarafından imza altına alınabilmiş olmasıdır.

 

TÜTÜN PLATFORMU