İzmir, 23.11.1996
TÜTÜN PLATFORMU BİLDİRİSİ (Bildiri 3)
AMERİKALI SİGARA ÜRETİCİLERİ TÜRK SİGARA
PAZARINA NİÇİN SALDIRIYOR
Türkiye’de ve gelişmekte olan birçok ülkede sigara tüketimi sürekli olarak artarken, gelişmiş ülkelerde özellikle A.B.D.’nde dikkat çekici bir şekilde gerilediği gözlenmektedir. Bu ülkede sigara tüketimi, son 35 yılda şu seyri izlemiştir.
1951-1955 400 (Milyar Adet)
1956-1960 446 “ “
1961-1965 515 “ “
1966-1970 540 “ “
1971-1975 583 “ “
1976-1980 620 “ “
1981-1985 614 “ “
1986-1990 557 “ “
1991 510 “ “
1992 500 “ “
1993 485 “ “
1994 485 “ “
1995 487 “ “
Görüldüğü gibi, 1976-1980 Döneminde 620 milyar adetle en yüksek düzeyine çıkan sigara tüketimi, sonraki yıllarda sürekli gerileyerek 1995’de 35 yıl önceki düzeyine inmiştir.
Sebepleri bilinen bu tüketim gerilemesinin aksine, A.B.D.’nin sigara üretimi şaşırtıcı bir tempo ile artmaktadır.
1951-1955 418 (Milyar Adet)
1956-1960 466 “ “
1961-1965 541 “ “
1966-1970 572 “ “
1971-1975 621 “ “
1976-1980 694 “ “
1981-1985 686 “ “
1986-1990 686 “ “
1991 694 “ “
1992 718 “ “
1993 661 “ “
1994 725 “ “
1995 745 “ “
1951-1955 Döneminde hemen hemen iç tüketime eşit olan sigara üretiminin, son yıllarda iç tüketimden yaklaşık %30 fazla olarak gerçekleştiği görülmektedir.
Bu çelişkinin nedeni gayet basittir. A.B.D sigara endüstrisi, kendi iç pazarında kaybettiği geliri, ihracatla karşılama yoluna gitmiştir. 1951-1955 döneminde 17 milyar adet dolayında olan yıllık sigara ihracatını 1995’de yaklaşık 15 kat arttırarak 240 milyar adede çıkarmayı başarmıştır.
Bu gelişmeyi sağlamak için başvurduğu yöntemler ve diğer ülkelerin ekonomisine verdiği zarar tartışılabilir olsa da, A.B.D. ekonomisine sağladığı yarar tartışılamaz.
Elde ettiği bunca sonuca rağmen A.B.D. sigara üreticilerinin; kendi iç pazarlarındaki tüketim gerilemesini durduramayacaklarını, hatta son zamanlarda ortaya çıkan ve bütün dünya basınına yansımış olan hukuksal ve bilimsel gerçekler karşısında gerilemenin giderek hızlanacağını anlamış olmalarıdır.
A.B.D.’nde sigara üreticilerini etkileyen ve iç tüketimin gerilemesini hızlandıraca kesin olan gelişmelere ait haberleri hatırlamak, bu gerçeği kavramak için yeterli olacaktır.
- “A.B.D. Florida eyaletinde bir sigara tüketicisinin, 1947 yılından beri sürekli olarak tükettiği sigara yüzünden akciğer kanserine yakalanması ve bunun sonucu olarak sol ciğerinin bir bölümünün alınması nedeniyle açtığı dava sonunda, sigarayı üreten şirket 750.000 dolar (63 milyar lira) tazminat ödemeye mahkum edildi.” (Sabah, 11.08.1996)
A.B.D.’nde aynı nedenle açılmış birçok davanın devam etmekte olduğu haberi çok sayıda gazetede yer almıştır.
- “A.B.D. Başkanı Bill Clinton gençliği sigara alışkanlığından korumak için bir dizi yeni yasaklar koyarak tütünü tıpkı esrar gibi uyuşturucu maddeler arasına soktu. Kararname yönetime çok sert önlemler alma yetkisi veriyor. Kesinlikle uygulanması istenen yasaklar, uymayanlara uzun süreli hapis, işyeri kapatma ve büyük para cezaları öngörüyor.” (Hürriyet, 21.08.1996)
Örneğin bu yasaklardan biri ülkemiz için dikkat çekici ve ibret verici niteliktedir. Bu kararname nedeniyle, sigara üreticisi firmalar A.B.D.’nde eğlence, sportif faaliyet ve sanatsal etkinliklerin sponsorluğunu yapamayacaklar.
Halbuki, kendi ülkelerinde yapamayacaklarını Türkiye’de rahatlıkla yapmaya devam edebileceklerdir.
- “A.B.D. Houston eyaletine bağlı M.D. Anderson kanser merkezinde çalışan bilim adamları, daha önce yapılan araştırmalarda, kanserli akciğerlerde P53 geninin tahrip olduğunun gözlendiğini, ilk kez sigara dumanı içindeki kanserojen maddenin bu gene bağlandığını keşfettiklerini bildirdiler. Uzmanlar P53 geninin hücre bölünmesi esnasında DNA yapısının doğrulamasından sorumlu olduğunu, DNA yapısının yanlış kopyalanması halinde P53’ün hücre bölünmesini durdurduğunu veya kendini yok ettiğini, tahrip olmuş bir gende koruma mekanizmasının çalışmadığını, bunun uzun vadede kansere yol açtığını kaydettiler.” (Gazete Ege, 19.10.1996)
Bu özet açıklamalara konu olan sigaralar, harmanlarında en az %85 oranında Flue-cured ve Burley tütünü bulunan Amerikan blend sigaralardır.
Yani Türkiye’de bazı yetkililerin, Tekel sigara fabrikalarını özelleştirip, %100 Türk tütünü öle üretilen en önemli sigara markalarımızın lisans hakkını bu fabrikaların yeni sahiplerine devrederek Tekel’i iç piyasadan dışladıktan sonra iç pazara hakim olacak sigaralardır.
Bu tablo herhangi bir açıklamaya ve yoruma gerek kalmayacak kadar açık ve nettir.
Onun için başka hiçbir şey ilave etmeden, Ekim ayında Antalya Belek Simena Otelinde düzenlenen, yerli ve yabancı 1300 doktorun katıldığı 12. Ulusal Kardiyoloji kongresinde, Kardiyolojinin babası olarak tanımlanan Prof.Dr.Eugene BRAUNWARD’ın açıklamasından bir bölümü aktarmakla yetiniyoruz.
“A.B.D SİGARAYI BIRAKTI AMA SATMAYA DEVAM EDİYOR. AMERİKA TÜRKİYE’YE ZEHİR SATAR GİBİ SİGARA SATIYOR. BU BİR UTANÇTIR.”