TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Philsa Genel Müdürünün Beyanati Ve Zorunlu Bir Açiklama

Philsa Genel Müdürünün Beyanati Ve Zorunlu Bir Açiklama

İzmir, 26.09.1997

TÜTÜN PLATFORMU BİLDİRİSİ

(Bildiri 9)

 

PHİLSA GENEL MÜDÜRÜ BAY TERRİBİLİNİ’NİN BEYANATI VE

ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

 

 Philip Morris - Sabancı ortaklığı olan Philsa’nın yeni Genel Müdürü Bay Marco Terribilini, Türkiye’de göreve başlaması münasebetiyle, 4.Eylül.1997 tarihinde düzenlediği tanışma toplantısında, dikkatle değerlendirilmesi gereken, son derece önemli, önemli olduğu kadar talihsiz bir demeç verdi.

Bay Terribilini’ye göre;

 — “Türkiye, Philip Morris için büyük potansiyele sahip çok önemli bir pazardır.  — Çünkü Türkiye nüfusunun, sadece %18’i 45 yaşın üzerindedir.

 — Tekel topyekun özelleştirilmelidir.

 — Özelleştirme tek tek de yapılsa, topyekun da yapılsa Philip Morris özelleştirmede her şartla rol alacaktır.”

Bu açıklama, son yıllarda A.B.D. nde sigara konusunda meydana gelen olumsuz gelişmelerin ve dünya basınında yer almış olan şu gerçeklerin ışığında değerlendirilmelidir.

  1. A.B.D. nde gençliği, sigara alışkanlığından korumak için bir dizi yeni yasaklar konuldu ve tütünün esrar gibi bağımlılık yapan uyuşturucu bir madde olduğu kararı alındı. Yönetime bu konuda çok sert önlemler almak yetkisi verildi. Kesinlikle uyulması istenen yasaklar, uymayanlara uzun süreli hapis, işyeri kapatma ve büyük para cezaları öngörüyor.
  2. A.B.D. nde bazı sigara tüketicileri, sigara yüzünden akciğer kanserine yakalanmaları nedeniyle açtıkları davaları kazanarak sigara üreticisi şirketleri ağır tazminatlar ödemeye mahkum eden yargı kararları aldılar. Bu konuda açılmış birçok dava devam ediyor.
  3. Sigara üreticisi Liggett Group, sigara içmekle kanser arasında bağlantı olduğunu kabul ederek, 22 eyaletle bir anlaşma imzaladı. Sigaradan zarar görenler için her eyalete 25 milyon dolar ödemeyi ve ayrıca 25 yıl boyunca bu eyaletlerde elde edeceği kârın %25’ini aynı amaçla eyaletlere bırakmayı taahhüt etti.
  4. A.B.D. sigara üreticisi şirketler, 40 eyaletin Baş savcıları ile kongre tarafından onaylandığında yürürlüğe girmek koşuluyla imzaladıkları anlaşmada, sigara üreticisi şirketler aleyhine açılan davaların düşmesi kaydıyla, 25 yıl içinde 368,5 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul ettiler. Ayrıca bu anlaşmaya göre, sigara içen gençlerin sayısı 10 yıl içinde %60 oranında azaltılmış olacak.
  5. A.B.D. Florida eyaleti, sigara kullanımının neden olduğu Kamu harcamaları için, sigara üreticisi şirketler aleyhine dava açtı.
  6. Philip Morris şirketinin üst düzey yöneticilerinden Geoffrey Bible bu dava ile ilgili olarak, sigaranın A.B.D. nde yılda 100 bin kişinin ölümüne neden olduğu iddiasını kabul ettiğini açıkladı. (Georgia eyaleti hastalık kontrol ve önleme merkezinin araştırmalarına göre sigara A.B.D nde her yıl 419 bin kişinin ölümüne neden oluyor.)
  7. R.J.R. şirketinin yönetim kurulu başkanı Steven Goldstone aynı davada, ürünlerinin akciğer kanserine yol açabileceğini kabul etti.
  8. Geçen yıl, Antalya’da düzenlenen, yerli ve yabancı 1300 doktorun katıldığı 12. ulusal kardiyoloji kongresinde, kardiyolojinin babası olarak tanımlanan Prof. Dr. Eugene Bnaunward; “A.B.D. sigarayı bırakıyor ama satmaya devam ediyor. Amerika Türkiye’ye zehir satar gibi sigara satıyor. Bu bir utançtır.”dedi.
  9. Dünya sağlık örgütü (WHO) nun Eylül 1997 de İstanbul’da yapılan 47. Avrupa Bölge Komitesi toplantısında, WHO Türkiye temsilcisi Dr. Hamma Nauri “A.B.D nde sigara endüstrisinin gelişmiş ülkelerdeki pazarını kaybetmeye başlaması nedeniyle pazarı gelişmemiş ülkelere kaydıracağını kaydederek, Türkiye çok dikkatli olmalıdır.” Uyarısında bulundu.
  10. A.B.D. nde sigara tüketimi dikkat çekici bir tempo ile gerilemekte. Bu ülkede 1976-1980 döneminde 620 milyar adetle en yüksek düzeyine ulaşmış olan yıllık sigara tüketimi sonraki yıllarda sürekli gerileyerek 1995 de 35 yıl önceki 487 milyar adet düzeyine inmiş bulunuyor.

A.B.D nde bu tepkilerin ve sigara tüketiminde süregelen gerilemenin durdurulamayacağını, aksine giderek hızlanacağını gören Amerikan sigara üreticilerine yeni pazarlar gerekmektedir.

Bu şirketler için Türkiye, Bay Terribilini’nin ifade ettiği gibi, büyük potansiyele sahip çok önemli bir pazardır. Çünkü Türkiye, yine Bay Terribilini’ye göre 45 yaşın üzerindeki nüfus oranı %18 den ibaret olan, yani Amerikan sigaraları ile zehirlenmeye hazır genç nüfus oranı en yüksek ülkelerden biridir.

Bay Terribilini’nin bu açıklamaları ile, Tekel Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi fikrinin esas sahiplerinin kimler olduğunu bu güne kadar anlamamış olanlar artık anlamış olmalıdırlar.

Ülkemizde, kendi vatandaşlarının Amerikan sigarası ile öldürülmesine davetiye çıkaranları ve buna göz yummaya hazır olanları ise halkımız zaten bilmektedir.

Tütün platformunun bu bildirisi, kendi şirketinin çıkarlarını insani değerlerin üzerinde tutan Bay Terribilini’ye yanıt değildir.

Bu bildiri, açıkladığımız gerçekleri ve özelleştirmenin Türk tütünü ve tütün üreticileri için doğuracağı vahim sosyo-ekonomik sonuçları bile bile, Tekel Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi çalışmalarını ve müzakerelerini yasaları hiçe sayarak sürdüren özelleştirme yanlısı görevlilere de yanıt değildir.

Bu bildirinin amacı, kendi ülkelerinin halkını ve özellikle gençlerini ürettikleri sigaralarla zehirleme olanakları kısıtlandığı için Tekel Sigara Fabrikalarını ve Türkiye pazarını ele geçirmeye çalışan çok uluslu şirketlerin ve onların yerli yardımcılarının gayri insani amaçlarını gözler önüne sermektir.

Tartışılmaz bir gerçek olarak ortadadır ki, Tekel Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi, insan sağlığına zararlı olduğu A.B.D. senatosu, yargı organları, sigara endüstrisinin üst düzey yöneticileri ve bilim adamları tarafından kabul edilen ve bu nedenle kendi ülkesinden kovulan ve harmanlarında %85 flue-cured ve burley tütünü içeren Amerikan sigaralarının Türkiye iç pazarına hakim olması, Türk tütününden üretilen sigaraların kendi ülkesinden ve üreticilerimizin tütün tarlalarından kovulması sonucunu doğuracaktır.

Bay Terribilini’nin temsilciliğini üstlendiği çok uluslu Amerikan Şirketleri, bunu sağlamak için Türkiye’ye saldırıyorlar. Onun için Tekel Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi Türkiye’nin gündeminden çıkmıyor.

Bütün bunlara rağmen yurtseverliğin ve insan severliğin galip geleceğini körü körüne özelleştirme fikrinin terk edileceğini umut ediyoruz.

Platformu oluşturan kuruluşların ve onu destekleyenlerin, özellikle tütün üreticilerinin ve sektörde çalışanların olay karşısındaki sessizliği bu umudun ifadesidir. Kabulün değil.

Bu umut yitirilirse sessizlik bozulur. Hem de fena halde bozulur.