TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Tekelin Özelleştirilmesi Ve Tütüncülüğümüzün Geleceği

Tekelin Özelleştirilmesi Ve Tütüncülüğümüzün Geleceği

 

TÜTÜN PLATFORMU

22 NOLU BİLDİRİ

“TEKEL’İN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

VE

TÜTÜNCÜLÜĞÜMÜZÜN GELECEĞİ”

 

 

 

 

 

  1. TEKEL SİGARA FABRİKALARI NİÇİN ÖZELLEŞTİRİLEMEZ
  2. HÜKÜMETE SUNULMUŞ BULUNAN TEKEL’İN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE ÖZELLEŞTİRİLMESİNE DAİR KANUN TASARISININ SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ HAKKINDAKİ HÜKÜMLERİ
  3. ÜRETİCİ TÜTÜNLERİNİN SATIŞ MERKEZLERİNDE AÇIK ARTIRMA İLE SATILMASI
  4. TÜTÜNDE DESTEKLEME ALIMLARI
  5. TÜTÜN OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULMASI

 

10 ŞUBAT 2001

İZMİR

(1)TEKEL SİGARA FABRİKALARI NİÇİN ÖZELLEŞTİRİLEMEZ

 

1.Her şeyden önce şu gerçeğin bilinmesi gerekir. Dünyanın hemen bütün ülkelerinde sigara endüstrileri yasal veya yasal olmayan tekellerin elindedir.

Tekel Sigara fabrikaları özelleştirilirse, yönetimde, üretimde ve pazarlamada insiyatif sonunda çok uluslu şirketlerin, yani yasal olmayan tekellerin eline geçecektir. Bu sigara endüstrisinin ayırıcı özelliğidir. Bu güne kadar bütün ülkelerde hep böyle olmuştur ve böyle devam etmektedir.

2.Tekel Sigara fabrikaları, kar eden devlete yük olmayan kuruluşlardır. Bu kuruluşların özelleştirilmesi milli ekonomiye bir katkı sağlamayacaktır. Özelleştirmeden doğacak en önemli mali sonuç, özelleştirilecek fabrikalarda üretilecek sigaraların satışından sağlanacak karın tamamının yurtta kalması yerine, hisseleri oranındaki bölümünün çok uluslu ortaklar tarafından yurt dışına transfer edilecek olmasıdır. Devletin bu kuruluşlardan sağladığı karı çok uluslu şirketlere terk etmesi ya da onlarla bölüşmesi için haklı sayılabilecek bir neden yoktur.

3.Tekel’ in tamamlanmamış sigara fabrikalarını üretime başlayacak hale getirebilmek ve diğer fabrikalardan gerekenleri modernize edebilmek için, çok uluslu şirketlerin ortaklığına ihtiyacı yoktur. Tekel kullanmadığı ve yok bahasına elden çıkarmakta olduğu taşınmaz mallarından sadece birkaçını paraya çevirerek sağlayacağı gelirle bunu rahatlıkla gerçekleştirilebilir.

Tekel Sigara fabrikaları için yatırım yapılmamasının sebebi finansman imkansızlığı değil, sigara fabrikalarının özelleştirilmesi için kamuoyu oluşturmaktır.

Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesi sonunda bu fabrikaları ele geçirecek olan çok uluslu şirketler, rakiplerinin Türkiye’ de Amerikan harmanı ile ürettikleri ve ithal ettikleri sigaralara rekabet edebilmek için % 100 Türk tütünü ile üretilen sigaraların değil Amerikan harmanlı kendi markalarının üretimine öncelik ve ağırlık vereceklerdir.

4.Bu politikaların sonucu olarak, harmanlarında % 85 Virginia ve Burley tütününe karşın sadece %15 Türk tütünü içeren blended sigaralar iç piyasaya hakim olacak, Türk tütünü kendi ülkesinde sigara pazarından kovulacak, en az tüketilen dolguluk tütün durumuna düşecektir. Özelleştirmenin Türk tütünü kullanımını artıracağı iddiası, hiçbir dayanağı olmayan, doğacak vahim sonuçları tütün üreticilerinin dikkatinden uzaklaştırmayı amaçlayan asılsız bir iddiadır.

5.Türkiye’ de ekici tütün piyasalarından tütün alıp ihraç eden firma sayısı on yıl önce 50 iken, on yıl içinde 36 Türk firması tütün ticaretini terk etmek zorunda kalmış, bu sayı 2000 yılında 14 e inmiştir. Günümüzde ekici tütün piyasalarından yaprak tütün almakta olan bu firmaların hepsi, ülkemizde sigara üretmekte olan yabancı şirketlerle ve özelleştirme sonunda Tekel sigara fabrikalarını ele geçirmesi söz konusu olan çok uluslu şirketlerle ortaklık veya işbirliği halindedirler. Bu şirketler, kendilerine sipariş veren çok uluslu sigara tekellerinin dikte ettikleri alım taktiklerine, alım miktarına ve fiyat düzeylerine uymak zorundadırlar.

Bu nedenle, yapılacak özelleştirmenin kaçınılmaz sonucu olarak çok uluslu şirketler yalnız sigara iç pazarımıza hakim olmakla kalmayacaklar, ekici tütün piyasalarını, bu piyasalarda oluşacak fiyat düzeylerini ve ihraç fiyatlarımızı kendi çıkarlarına göre belirlemekte karşı konulmaz tek güç konumuna geleceklerdir.

6.Özelleştirme yapılırsa, önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde iç tüketimde kullanılacak Ege, Marmara, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu tütünlerinin toplam miktarı en çok 30.000-40.000 ton düzeyinde olacaktır.

Sonuç olarak kısa bir süre sonra yurdumuzda iç tüketim için 30.000-40.000 Ton, İhracat için 100.000-110.000 Ton olmak üzere toplam 140.000-150.000 Ton tütüne gereksinim olacak ve Türkiye’ nin yıllık tütün üretiminin bu düzeye indirilmesi yani bu günküne göre çok büyük ölçüde azaltılması gerekecektir.

7.Türkiye’ de sigara üretmekte olan çok uluslu şirketlerin üretim kapasitelerini artırmalarına, yerli veya yabancı şirketlerin yeni sigara fabrikaları kurmalarına hiçbir engel yoktur.

Böyle bir olanak varken; bu olanağı kullanmayan şirketlerin Tekel sigara fabrikalarını ele geçirmekte ısrar ederek ulaşmak istedikleri esas amaç, devletin sigara üretiminden çekilmesini iç piyasaya blended sigaraların hakim olmasını sağlamak, ekici tütün piyasalarında ve ihracatta mutlak hakimiyeti ele geçirmektir.

8.Bu özelleştirmenin Türk tütünü üretim miktarına, iç fiyatlara ve ihraç fiyatlarına yapacağı olumsuz etkiler nedeniyle büyük ekici kitleleri tütün tarımını terk etmek zorunda kalacaktır.

Ülkemizde tütün üretimi, 500.000 ailenin yani yaklaşık 3 milyon vatandaşımızın başlıca geçim kaynağıdır. Türk tütünü kıraç ve fakir toprakların ürünüdür. Bu güne kadar yapılan bütün çalışmalarda (Tarım Bakanlığı ve üniversitelerin araştırmaları dahil) aynı arazilerde üreticilerin yaşamlarını devam ettirecek gelir sağlayabilecekleri alternatif bir ürün veya üretim dalı bulunmamıştır. Üreticiler Türk tütünü ürettikleri bu arazide adeta tütüne mahkum durumdadırlar.

Geçimini bu ürüne bağlamış olan vatandaşlarımızın bu topraklarda başka bir ürün yetiştirerek yaşamlarını sürdürmeleri olanaksızdır. Özelleştirme, sonuçta bu vatandaşlarımızın dayanılmaz gelir kayıplarına uğramasına neden olacak, onların büyük bir bölümünün ekonomik ve sosyal yaşamlarını tahrip ve onları açlığa mahkum edecektir. Tekel sigara fabrikalarının Türkiye ekonomisi için stratejik önemi buradadır.

9- Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusu irdelenirken, son zamanlarda A.B.D. nde ve A.B. nde yaşanan iki hukuksal gelişmeyi unutmamak gerekir

  • A.B.D. de sigara üretip pazarlayan çok uluslu şirketleri insan sağlığına verdikleri zarar nedeniyle 145 milyar Dolar tazminat ödemeye mahkum eden mahkeme kararı onaylanmıştır.
  • A.B. Komisyonu, çok uluslu sigara şirketlerinden bazıları hakkında 20 yıldan beri uluslararası sigara kaçakçılığını organize ettikleri gerekçesi ile dava açacağını basına açıklamıştır.

Sözü edilen çok uluslu şirketler, özelleştirme yapılırsa Tekel Sigara fabrikalarını ele geçirecek olan şirketlerdir.

10-Bu gerçekler ortada iken, Türk tütüncülüğünün ve ülke ekonomisinin yararları ihmal edilerek, tütün üreticilerinin uğrayacağı zararlar görmezden gelinerek, Türk tütünü üreticilerinin, Tekel Sigara fabrikalarında ve Yaprak Tütün atölyelerinde çalışan memur ve işçilerin şiddetle reddettikleri özelleştirme fikrinde ısrar edilmesi, bir zorunluluğun değil haklı sayılması olanaksız bir tercihin sonucu olabilir.

(2) HÜKÜMETE SUNULMUŞ BULUNAN TEKEL’İN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE ÖZELLEŞTİRİLMESİNE DAİR KANUN TASARISININ SİGARA FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ HAKKINDAKİ HÜKÜMLERİ

Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili en önemli hükümler hükümete sunulmuş bulunan Tekel’in yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesine dair yasa tasarısının 9.maddesinde yer almaktadır. Bu madde şöyledir.

“Madde 9- Şirketlerin sermayesi A,B ve C gruplarına ayrılmıştır.

Sermayenin yüzde otuzbeşini temsil eden A grubu hisseler Tekel ve kurum,

Yüzde otuzunu teşkil eden B grubu hisseler: küçük tasarruf sahipleri,Tekel, Kurum Şirket Bağlı ortaklık ve iştirak çalışanları, Bu kuruluşların faaliyet alanına giren tarımsal ürün üreticileri ve kuruluşların ürünlerini pazarlayanlar ile bunlar ve bunların mesleki kuruluşları tarafından kurulan şirket ve kooperatifler, Tekel çalışanları dayanışma vakfı ile bu kişi ve kuruluşlara hizmet verme amacıyla kurulan Milli bankalar ve

Yüzde otuzbeşini teşkil eden C grubu hisseler : her türlü yöntemle özelleştirilmek üzere ayrılmıştır.

B ve C grubu hisse senetleri tamamen satıldıktan sonra A grubu hisse senetlerinin satışına Bakanlar Kurulunca karar verilebilir. Satışa ilişkin şekil ve şartlar, bu kanun hükümleri dairesinde Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Bakanlar Kurulu, bir işletme ve ürün bazında kurulacak ortaklıklarda bu maddede belirtilen oranlardan farklı sermaye payları belirlemeye yetkilidir. Birden fazla işletmede üretilmekte olan ürünlerin marka hakları bir işletme bazındaki şirketlere mülkiyetin devri suretiyle aktarılamaz.”

Tasarıda A ve B grubu hisselerin kimlere verileceği belirtilmiş olmasına rağmen C grubu hisselerin kimlere verileceği belirtilmemiştir.

C grubu hisselerin çok uluslu sigara şirketleri veya onlar adına hareket eden firmalar tarafından satın alınacağına kesin gözüyle bakmak doğru olur. Tasarı bu haliyle kanunlaştığı takdirde diğer ülkelerde görüldüğü gibi B grubu hisselerinin büyük bölümünün, hatta kısa bir süre sonra tamamının C grubu hisseye sahip olacak çok uluslu şirketin eline geçmesi kaçınılmaz olacaktır.

Diğer taraftan Tasarının 9. Maddesinin 2. paragrafında, B ve C grubu hisse senetleri tamamen satıldıktan sonra A grubu hisse senetlerinin satışına Bakanlar kurulunca karar verilebilir hükmü yer almaktadır.

Açıkça görülmektedir ki C grubu hisseleri satın alacak çok uluslu şirketler kısa bir süre içerisinde kahir bir hisse çoğunluğuna sahip olacaktır. Bu durum Tekel Sigara fabrikalarının tam anlamıyla çok uluslu şirketlere devrinden başka bir anlam taşımaz.

I-Sonucu buraya varacak olan bu uygulama, özellikle tütün üreticileri, sigara fabrikaları ve yaprak tütün atölyeleri çalışanları için son derece olumsuz ve zararlı sonuçlar doğuracağı için Kanun Tasarısının 9 Maddesi Tekel sigara fabrikaları kapsam dışında bırakılarak düzenlenmelidir.

Hükümet Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesini A.T.' na karşı taahhütlerinin gereği sayar, bu politikasını terk etmez ve tasarıda ifadesini bulan görüşünde ısrar ederse böyle bir uygulamadan doğacak zararları asgariye indirebilmek için

II-Tekel Sigara fabrikaları Çoğunluk hissesi Tekel' de kalmak üzere yalnız Tekel çalışanları ile Türk tütünü üreticilerinin, Tekel sigaralarını pazarlayanların ve küçük tasarruf sahiplerinin ortak olabileceği bir anonim şirket halinde yeniden yapılandırılarak özelleştirilebilir.

Bu özelleştirme modelinde şirket hisseleri

    A grubu hisseler:Tekel’ e

    B grubu hisseler:Tekel çalışanlarına (memur ve işçiler), Tütün üreticilerine

    C grubu hisseler:Tekel Çalışanları Vakıflarına ,Tekel sigaralarını pazarlayanlara, Küçük tasarruf sahiplerine

Olmak üzere 3 gruba ayrılmalıdır.

Özelleştirme ne suretle yapılırsa yapılsın Tekel Sigara fabrikalarının yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ilke ve esaslar bu konuda çıkarılacak yasada mutlaka yer almalıdır.

Bütün sakıncalarına rağmen özelleştirme mutlaka yapılacaksa, Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesinin her türlü yönteme açık olması doğru bir tercih olamaz. Çünkü her türlü yöntem, yöntemsizlikten başka bir şey değildir. Bedeli Türk ulusu tarafından ödenmiş olan, mülkiyeti devlete ait bu fabrikaların özelleştirilmesinde hiçbir yönteme uyulmayacağı hükmü bir hükümet tasarısında yer alamaz. Aksine, Tekel sigara fabrikaları özelleştirilecek olursa bu özelleştirmede bilinen yöntemlerden hangilerinin uygulanacağı yasada açıkca belirtilmelidir.

 

 

 

 

 

 

  1. Tekel tarafından hazırlanan tasarıda, C grubu hisselerin her türlü yönteme başvurularak özelleştirilmek için ayrıldığı hükmü yer almaktadır.
  2. Tekel Sigara fabrikaları için kurulacak şirketlerde Tekel' in hissesi % 50 nin üzerinde olmalı , bu hisse oranı yeni bir yasa yürürlüğe konulmadan azaltılamamalıdır.
  3. Sermayenin % 50 den fazlasının özelleştirilmesi halinde, sermaye artırımı, yeni ortak alınması, tasfiye, devir, üretilecek sigara markalarının, bu sigaralara ait harman reçetelerinin ve yıllık üretim programlarının belirlenmesi gibi önemli politika ve yönetim kararları için, imtiyazlı hisse oluşturulmalı, bu hisse Tekel’ e ait olmalı ve devredilmemelidir.
  4. B ve C grubu hisseler 10 yıl süre ile bu gruplar dışındakilere devredilememelidir.
  5. Tekel sigaralarını pazarlayanlara hisse verilebilmesi için, bu bayilerin Tekel tarafından belirlenip ilan edilecek yıllık pazarlama düzeyine ulaşmış olması şartı aranmalıdır.
  6. Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesinin doğurması kaçınılmaz olan sonuçlarından en çok etkilenecek iki grup Türk tütünü üreticileri ile önemli bölümü işsiz kalacak olan Tekel işçileri ve memurları olacaktır. Bu nedenle hisselerin önemli bölümü bu iki guruba tahsis edilmeli ve bunlara %20' ye kadar indirimli fiyatla hisse satın alma imkanı tanınmalıdır. Bu iki gurubun dışındakilere indirimli fiyatla hisse satılmamalıdır.
  7. Özelleştirme nedeniyle işine son verilecek veya işten ayrılmak zorunda kalacak işçilere 4046 Sayılı yasa ile belirlenen miktarla sınırlı kalınmayarak, uğrayacakları zararı giderecek ölçüde iş kaybı tazminatı ödenmelidir.
  8. Türk tütünü üretiminin giderek azalacak olmasının sonucu olarak, Tütün üreticilerinin önemli gelir kayıplarına uğrayacağı, hatta büyük bir bölümünün tütün tarımını terk etmek zorunda kalacağı kesindir.

 

Bu gerçek göz önünde tutularak, geçimini Türk tütünü üreterek sağlayan üreticilere Tekel Sigara Fabrikalarına ortak olmak için diğer ortaklardan daha farklı imkanlar tanınmalıdır

Bunu sağlamak için;

  1. Sigara fabrikalarına ortak olmak isteyen Bölge tütün üreticileri, ortaklık paylarının tamamını veya bir bölümünü, ekici tütün piyasalarında satacakları tütünlerinin bedelinin bir kısmı ile beş yılda taksitlerle ödemek suretiyle ortak olabilmelidirler.
  2. 1940 yılında yürürlüğe konulup 3780 Sayılı Milli Korunma Kanunu, 1950 yılında yürürlüğe konulan 5628 Sayılı Türk Tütün ortaklığı kanunu ve 1969 yılında yürürlüğe konulan 1196 Sayılı Tütün Tarım Satış Kooperatifleri kanunu gereğince üreticilerin tütün satış bedellerinden kesilmiş olan primler 5628 ve 1196 Sayılı Yasaların bu kanundaki özel hükümleri gereğince Tütün Tarım Satış Kooperatiflerine devredilmiştir. Bu primler ve günümüze kadar tahakkuk etmiş olan faizleri tütün üreticilerinin Tekel Sigara fabrikalarına ortak edilmesi için kullanılmalıdır.

 

(3) ÜRETİCİ TÜTÜNLERİNİN SATIŞ MERKEZLERİNDE

AÇIK ARTIRMA İLE SATILMASI

1969 yılında yürürlüğe girmiş bulunan 1177 Sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Yasasında, üretici tütünlerinin artırma ile satılmasına imkan veren hükümler yer almaktaydı. Buna rağmen artırmalı satış yöntemi 32 yıldır hayata geçirilemiştir.

Hükümet tarafından T.B.M.M. ne sevk edilmiş bulunan “ Tütün ve Tütün Mamulleri Yasa Tasarısında “ üretici tütünlerinin satış merkezlerinde açık artırma yöntemiyle alınıp satılması öngörülmektedir.

Bu konu XII. Milli Tütün Komitesinde kabul edilmiş, Dünya Bankası uzmanlarının Hükümete verdiği metinde, İMF ye verilen ek niyet mektubunda ve Tarım Kanunu Tasarısında yer almıştır.

Tekel’ in elindeki tesisler artırmalı satış yöntemine geçmeye yeterli olmadığı için, satış merkezleri kurmak yatırımları gerektirecektir. Bu nedenle Tekel elindeki tesislerin yeterli olmadığı yerlerde “ geçici satış merkezleri ihdas” edilerek uygulamaya başlanması, üretilen Türk tütünlerinin tamamının bu merkezlerde açık artırma yöntemiyle pazarlanması mümkün olabilecektir. XII. Milli Tütün Komitesinin görevlendirdiği alt komite tarafından hazırlanmış olan “Üretici Tütünlerinin Artırma ile satışı hakkında yönetmelik” bu uygulama için yeterli olacaktır.

 

Üretici tütünlerinin tam rekabet koşulları içerisinde açık artırma ile pazarlanmasının ürünün hakkıyla değerlendirilmesi için en sağlıklı yol olduğu bilinmektedir.

 

Ancak amaçlanan sonuca ulaşılabilmesi için,

 

1-Türk tütünlerinin tamamının pazarlanmasının Tütün Satış merkezlerinde açık artırma yöntemi ile yapılacağının,

2-Bu yönteme uyulmadan yapılacak alım-satımların ve sözleşmelerin geçersiz olacağının,

3-Tütün Satış Merkezlerinde ekici tütünlerinin değerlendirilmesinde, Satış merkezlerinde görevli Tütün Eksperleri tarafından yapılacak ekspertizlerin esas olacağının,

4-Tekel ve tüccarın, yaprak tütün ihtiyaçlarını, Satış merkezlerinde artırmaya katılarak sağlayabileceklerinin,

5-Satış merkezlerinden tütün satın alanların, aldıkları tütünün bedelini belli sürede ödemek zorunda olduklarının, Tütün bedelinin tamamını ekiciye ödemeden tütünleri kendi depolarına taşıyamayacaklarının,

Yasa ile teminat altına alınması zorunludur.

(4) TÜTÜNDE DESTEKLEME ALIMLARI

 

Ekici tütün piyasalarının desteklenmesi hakkında 196 sayılı yasa 1961 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yasayla ekici tütün piyasalarını desteklemek üzere devlet nam ve hesabına lüzum görülen yıl ve yerlerde alımlar yaptırmaya ve alımlar için uygun göreceği müesseselere görev vermeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bu görev birkaç yıl hariç yasanın yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar aralıksız olarak her yıl çıkarılan Bakanlar Kurulu kararları ile Tekel’e verilmiştir.

 

Tütünde destekleme hizmetlerinin, özellikle son dönemlerde 196 sayılı yasada belirtilen amaca uygun olarak sürdürüldüğünü kabul etmek imkansızdır.

 

Bu yanlış uygulamaların sonucu olarak Tekel, son beş yılda çok uluslu şirketlere ve onlar adına hareket eden yerli firmalara toplam yaklaşık olarak 250.000 ton tütünü işlemeden satmıştır. Bu düzeyde dış talebe muhatap olan Tüccarın, ihraç edeceği tütünleri işlenmemiş olarak Tekel’ den değil, ekici tütün piyasalarına girerek doğrudan üreticilerden almak yerine, Tekel’ den satın almayı tercih etmesi başka hiçbir ülkede benzerine rastlanmayan düşünmeye değer bir olaydır.

 

1995 ürününden itibaren çok uluslu şirketlere veya bu şirketlerin Tekel’ le kuracağı ortaklıklara Türkiye’ de yabancı tip tütün üretmek için destekleme hesabından kredi verilmesi, bu yoldan üretilecek tütünlerin destekleme hesabına satın alınması ve bu tütünlerin alım-satımından doğacak zararın Destekleme hesabından karşılanması uygulamasına başlanmıştır. Bu uygulamayı Destekleme kavramı ve mantığıyla bağdaştırmak kesinlikle imkansızdır.

 

Diğer taraftan Destekleme alımlarındaki yanlış uygulamalar ve destekleme tütünlerinin çok uluslu şirketlere veya Türkiye’ de onlar adına alım yapan şirketlere satılmasındaki yanlış yöntemler, Tekel’ in ürettiği sigaraların kalitesini düzeltmesini, yabancı sigaralarla rekabet edebilmesini ve % 100 Türk tütünü ile ürettiği sigaraların Pazar payının korumasını olanaksız hale getirmektedir. Sigara üreticisi olan bir kuruluşun, dünyanın hiçbir yerinde destekleme ile görevlendirilerek böyle bir duruma mahkum edildiği görülmemiştir. Bu nedenlerle, destekleme görevinin Tekel’ den alınması gerekir.

 

Ek niyet mektubunda, tütünde destekleme alımlarına son verecek tütün yasasının 2001 yılı Ocak ayı sonuna kadar çıkarılması taahhüt edilmiştir. Halbuki bu konu ek niyet mektubundan önce 15 Kasım 2000 tarih ve 24231 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “2001 yılı Hükümet programında” aşağıdaki şekilde yer almıştır.

 

Sayfa 198: “196 Sayılı Ekici Tütünleri Satış Piyasalarının Desteklenmesine dair Kanunun günün şartlarına uygun hale getirilmesi çalışmaları tamamlanacaktır.”

 

Hükümet programında 196 Sayılı Kanunun günün “Şartlarına uygun hale getirilmesi” öngörüldüğü halde, ek niyet mektubunda “Tütünde destekleme alımlarına son verilmesi ve bunu sağlayacak yasanın 2001 yılı Ocak ayı sonuna kadar çıkarılması taahhüt edilmiştir.

 

Bu çelişkinin nedenini anlamak zor olmasa da açıklamak bizim zorumuza gidiyor.

Türkiye’ de Türk tütününün üretimi, iç tüketim ve ihracat talebi ile uyumlu hale getirmeden bu uyumun sapmalar olmadan sürdürülmesi ve bütün ekici tütünlerinin satış merkezlerinde açık arttırma ile pazarlanması olanağı sağlanmadan destekleme alımlarına son verilmesi ekiciler için büyük sakıncalar doğuracak son derece yanlış bir uygulama olacaktır.

 

Koşullar destekleme hizmetlerinin ıslah edilerek bir müddet daha sürdürülmesinin zorunlu olduğunu göstermektedir.

 

Her şeye rağmen,

 

Ek niyet mektubunda taahhüt edildiği için tütünde destekleme alımlarına son verecek bir yasa çıkarılması zorunlu görülürse, bu yasanın T.B.M.M. de kabul edilip Cumhurbaşkanınca onandığı tarihte değil, yukarıda açıkladığımız koşulların gerçekleşeceği tarihte yürürlüğe gireceği hükmü yasada yer almalıdır.

(5) TÜTÜN OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULMASI

Ülkemizde tütün tekelinin kaldırılmış olması nedeniyle özel sektörle aynı pazara hitap eden bir sigara üreticisi olan, ekici tütün piyasalarından kendi ihtiyacı için özel firmalarla rekabet ederek yaprak tütün satın alan Tekel’ in 1177 Sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Yasası ile kendisine verilmiş olan bazı yetki ve görevleri sürdürmesi mümkün değildir.

KİT’ lerin sorunlarını ve çözüm önerilerini ele almak amacıyla Başbakan yardımcısı başkanlığında yapılan periyodik toplantılardan sonuncusunda Tütün ofisinin KİT harici bir yapıda şekillendirilmesi kararlaştırılmış, diğer taraftan 2001 yılı bütçesine destekleme alımları için Tekel’ den ayrı bir destekleme ofisi kurulması şartıyla 180 trilyon TL. ödenek konulmuştur.

Hükümete sunulmuş bulunan Tekel’ in yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesine dair yasa tasarısında, tütünle ilgili görev ve yetkilerin “ Tütün Kurumu” adıyla kurulacak ayrı bir genel müdürlüğe verilmesi öngörülmüştür.

Bu durum göz önünde tutularak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Türk tütünü ve yabancı tütün üretim alanlarının belirlenmesi
  • Tütün üretiminin planlanması ve kota uygulamaları
  • Artırmalı satış merkezlerinin kurulması ve yönetimi
  • Artırmalı satış işlemlerinin yürütülmesi
  • Bu merkezlerde alıcısı çıkmayan tütünlerin satın alınması
  • Bu suretle satın alınan tütünlerin işlenmesi veya işlettirilmesi
  • Bu tütünlerin satışı
  • Sigara fabrikalarının denetimi,

gibi hizmetlerin, AB standartlarına uygun olarak yürütülmesini sağlayabilmek için Tekel’den alınarak bu amaçla yapılandırılacak ayrı bir Genel Müdürlüğe (Tütün Ofisi veya Tütün Kurumu Genel Müdürlüğü) verilmeli, Tekel yeniden yapılandırılırken bu konu öncelikle ve süratle çözüme bağlanmalıdır.

Tütün Ofisi Genel Müdürlüğü olarak yeniden yapılandırıldığı takdirde Tekel Genel Müdürlüğünün Yaprak Tütün İşletmeleri ve Ticareti Müessesesinin bu günkü kadrosu, bu kadronun bilgi birikimi ve deneyimi, ek bir mali külfete gerek kalmadan bu hizmetleri yürütmeye yeterlidir. Bu suretle gerçekleştirilecek yeniden yapılandırmada mevcut teşkilatın yeni ihtiyaçlara göre revize edilmesi, gereksiz kadroların kaldırılması, ihtiyaç fazlası gayrımenkullerin ve yaprak tütün işletme ünitelerinin tasfiyesi suretiyle önemli bir tasarruf sağlanması mümkün olacaktır.